Ermenilerde din ile milliyet, kilise ile millet iç içe girmiştir. Aslında Ermeni milletinden, Ermeni devletinden, Ermeni tarihinden daha çok Ermeni kilisesinden, Ermeni kilise devletinden söz etmek gerekir. Çünkü Ermeni devleti fikrini doğuran Ermeni kilisesidir. Ermeni kilisesi, dinî görevleri ve sorumlulukları yanında, kendisini Ermeni milleti için milli ve siyasi bir otorite olarak kabul etmiş, başlangıcından günümüze…
Ermeni Gregoryen Kilisesi’nin en eski ruhanî merkezi, yani bir nevi “papalığı” kabul edilen Eçmiyazin Katogigosluğu 1583’te Revan’ın ele geçirilmesi ile birlikte Osmanlı denetimine girmişti. Büyük bir ihtimalle bu tarihten itibaren de katogigoslar Osmanlı padişahları tarafından tayin edilmeye başlanmıştır. Bu durum Eçmiyazin’in Osmanlılar tarafından İran’a bırakılması sonrasında da devam etmiştir. Eçmiyazin Katogigosluğu’nun Osmanlı sınırları dışında kalmasına,…
Birbiriyle yüzlerce yıl mücadele eden iki büyük gücün, Perslerin ve Roma’nın sınır uçlarında yaşayan ve her iki tarafça da tampon bir unsur olarak kullanılan Ermeniler, yaşadıkları coğrafya nedeniyle büyük sıkıntılara ve mücadelelere maruz kaldılar. Bu coğrafya, onlara bazen avantajda sağladı. Örneğin 506 Dvin Konsili ile millî kilisenin kurulup yaşatılabilmesi, Ermenilerin Roma İmparatorluğu’nun uzak bir coğrafyasında…
Osmanlı Ermenilerinin tarihlerindeki en büyük cemaat içi çekişmeler ve sorunlar mezhep değiştirme hareketleri nedeniyle yaşanmıştır. Ermeni cemaatinde mezhep değiştirme deyince akla ilk gelen Katolik inancının kabulü ve bu yüzden yaşanan çatışmalardır. İki yüzyıldan uzun bir zamana yayılan bu çatışmalar sırasında bir çok kanlı olaylar, idamlar ve sürgünler yaşanmıştır. Olayların doruk noktasına ise Sultan İkinci Mahmut’un…
Ermeni milliyetçiliğinin doğuşunda, Katolik bir rahip olan Sivaslı Mkhitar (1676-1749) ve onun öğrencilerinin rolleri büyüktür. Asıl adı Manuk olan Mkhitar, 7 Şubat 1676 tarihinde Sivas’ta dünyaya gelmiştir. Henüz beş yaşındayken okuma yazmayı öğrenmiş, dokuz-on yaşında ise Surp Nişan Manastırı’nda eğitime başlamıştır. 1691’de eğitimini tamamlayan Manuk on dört on beş yaşlarında keşiş, on dokuz yaşında ise…
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethinden sonra, öncelikle şehirde yaşayan Rumlardan dinî gelenekleri çerçevesinde bir patrik seçmelerini istemiş, yeni patrik olarak seçilen Georgios Kurtesis Scholarius’un da “Gennadios” unvanıyla patrik olarak atanmasını onaylamıştı. Ardından patriklik idaresiyle ilgili bir ferman yayınlayan padişah, Gennadios’un kendisinden önceki patriklerin tüm haklarına sahip olduğunu, Osmanlı sınırlarında yaşayan Ortodoks ahalinin bundan böyle patriğin…
Ermeni Kilisesi’nin tarihine ve iç işleyişine bakıldığında diğer kiliselerle taban tabana zıt ve kendisine özel bir idare sistemi görülür. Ermeni Kilisesi, diğerleri gibi sadece ruhanilerin tekelinde olan bir yapıya değil, idarede sivillerin de söz sahibi olduğu bir organizasyona sahiptir. Khalkedon Konsil Kararnamelerini reddeden ve müstakil Ermeni Kilisesi’nin kuruluşunu hazırlayan 506‘daki Dvin Konsülü’nün kararnamelerinde dahi ruhanilerin…
Bir Katolik rahibi ve tarihçi olan Mikayel Çamiçyan, 1786 yılında, Venedik’te “Badmutyun Hayots” yani “Büyük Ermeni Tarihi” isimli üç ciltlik eserini neşretti. Bu eser aynı zamanda modern anlamda kaleme alınmış ilk Büyük Ermeni Tarihi’ydi. Çamiçyan bu kitabında Osmanlı döneminde İstanbul Ermeni cemaatinin oluşumu ve İstanbul Ermeni Patrikliği’nin kuruluşu ile ilgili asırlarca anlatılagelecek olan bir anekdot…
Osmanlı idaresindeki Ermenilere Fatih zamanından itibaren kendi okullarını açma, kitaplarını ve programlarını hazırlayıp seçme, tayin etme, diploma verme hakları verilmiştir. Dinî ve sosyal hayatlarına, Sultan II. Mahmud devrine kadar 350 yıl boyunca karışılmamıştır. Bu yüzden Türkiye Ermenileri Rusya’dakilere göre, hem daha özgür hem daha kültürlü bir topluluk olarak şekillenmişlerdir. Pek çok ayrıcalıklara sahip olan Ermeniler,…
Osmanlıda millet sistemi etnik değil dini temele dayanır (İlter, 1995, s.30; Ercan, 2000, s. 146). Ancak batılı devletlerin baskısı ve kışkırtmalarıyla 19. yüzyılda millet sistemi, etnik milliyetçilik etrafında anlaşılmaya başlandı. Ermeniler, 15. yüzyıldan itibaren millet sistemi içinde Gregoryen Milleti olarak örgütlendi (İlter, 1995, s. 31). Sömürgeci devletlerin Gregoryen Ermeniler üzerindeki misyoner faaliyetleri ve korumacı siyaseti…
Yüzyıllar boyu farklı din, kültür ve etnik yapıdaki toplulukları bir arada yöneten Osmanlı Devleti, bu toplumlara karşı geniş bir barış ve hoşgörü anlayışına sahipti (Kılıç, 2006, s. 7). Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethiyle beraber azınlıklar, cemaat halinde yaşama, din, dil, gelenek ve göreneklerinde tamamen serbest hareket etme hakkı kazanmalarına paralel olarak okul ve kültür kurumları…
Osmanlı Devleti içinde yaşayan Ermeniler, XVIII. yüzyılın sonuna kadar bir mektep açma çabası içine girmemişlerdi. Kiliselerinde dini eğitime mahsus bazı kurumların mevcudiyeti bilinmekteyse de kendi cemaatlerine ait örgün eğitim kurumları 1790’lardan sonra açılmıştır. Bu tarihten önce Ermeni aileler, çocuklarını Osmanlı Devleti’ndeki Müslüman ve Rum cemaatine ait mekteplere göndermekteydiler (Öntuğ, 2008, s. 354-356). 1856 Islahat Fermanı’ndan…
Ermeni eğitim sistemi içinde ilk resmi okul 1790 yılında Amira Şinork Mıgırdıç Miricanyan tarafından devletten izin alınmak suretiyle İstanbul Kumkapı’da açılmıştır. Kumkapı okulunda gramer eğitimi verilmesi, bunu diğer okullardan farklı kılmaktaydı. XIX. yüzyılın ilk yarısında başta İstanbul olmak üzere Osmanlı ülkesinin hemen her yerinde yeni Ermeni okulları açılmıştı. Aynı dönemde, Ermeni gençleri daha iyi yetişmek…
Önce Katolik, ardından da Protestan misyonerler Osmanlı Hristiyanları üzerinde çalışmışlar ve yeni cemaatlerin oluşmasına sebep olmuşlardır. Misyonerlerin en çok etkilediği cemaat ise Ermenilerdir. Kadim Gregoryen Ermeni cemaati, misyonerlerin etkisi ile büyük bir değişim yaşamış, Katolik ve Protestan Ermeni cemaatleri ortaya çıkmış, milliyetçilik fikri yaygınlaşmıştır. Ancak bu değişimin ilk sonucu, Ermenilerin milliyetçilikten etkilenmesi ve ayrılıkçı faaliyetlere…
Yüzyıllar içinde Ermenilerin kendi din ve mezheplerini yaşadıklarını, Osmanlı Devletinin de bu dini özgürlüklerin sağlanması konusunda hassasiyet gösterdiklerini biliyoruz. Bununla beraber insanların kendi iradeleri ile Müslüman olabildikleri de bir başka gerçektir. İslamiyet evrensel bir din olarak gelmiş herkese açık bir dindir. Ancak Ermeni araştırmalarında din değiştirme daha doğrusu İslamiyeti seçme konusu, daha ziyade Ermenilerin 1915…
Osmanlı Devleti’nin gayrimüslimleri yönetmek üzere takip ettiği siyaset; varlıklarını koruyan, servet edinme hakkı tanıyan, ayin ve ibadetlerini usulünce yapmalarına izin veren bir esasa dayanmaktaydı. Uzun asırlar boyunca problemsiz uygulanmasına karşılık Fransız İhtilâli’yle birlikte yayılan liberal, sosyalist ve milliyetçi fikirler karşısında bu sistem yetersiz kalmaya başladı. XIX. yüzyıl öncesinde millet sistemi, ülkedeki farklı etnik ve dinî…
Ermeni meselesi gündeme geldiğinde dünya kamuoyu tarafından Türklerin objektif karar verebilecek bir konumda olmadığı ifade edilmektedir. Batılılar, Ermeniler hakkında olumsuz kanaatlerin sadece Türkler tarafından yapıldığını ileri sürmektedirler. Türkler ve Ermeniler hakkındaki görüşler ve düşünceler ise farklı kaynaklarda çoğu zaman gerçek aksini bulmadan ortaya konmaktadır. Burada amaç meseleyi Türkiye coğrafyasının dışına taşıyarak Kafkasya’da yaşanan gelişmeleri, Ermeni…
Osmanlı coğrafyasındaki Amerikan misyoner faaliyetleri, 1810 yılında Massachusett-Boston’da kurulan “American Board of Commissioners for Foreign Missions” adlı Protestan misyoner teşkilatına mensup iki misyonerin 5 Ocak 1820’de İzmir’e ayak basmalarıyla başlamıştır (Lybyer ,1924, s. 802; Barton, 1906, s. 747-748). Öncelikli hedefleri Müslümanları ve Musevileri Protestanlaştırmak olan Amerikalı misyonerler, bu topluluklar üzerinde etkili olamayınca, Osmanlı tebaası olan…