Ermeni Ulusal Kimliğinin Oluşmasında Mekteplerin Rolü

Osmanlı Devleti içinde yaşayan Ermeniler, XVIII. yüzyılın sonuna kadar bir mektep açma çabası içine girmemişlerdi. Kiliselerinde dini eğitime mahsus bazı kurumların mevcudiyeti bilinmekteyse de kendi cemaatlerine ait örgün eğitim kurumları 1790’lardan sonra açılmıştır. Bu tarihten önce Ermeni aileler, çocuklarını Osmanlı Devleti’ndeki Müslüman ve Rum cemaatine ait mekteplere göndermekteydiler (Öntuğ, 2008, s. 354-356). 1856 Islahat Fermanı’ndan sonra Ermeniler de diğer gayrimüslimler gibi kendi mekteplerini açmaya başlamışlar ve kısa süre içinde çok sayıda mektep inşa etmişlerdir (Ergin, 1977, s. 759-760). Osmanlı Devleti diğer milletlere tanıdığı eğitim özgürlüğünü Ermeni milleti için de uygulamıştır. Uzun yıllar Müslümanlar ile birlikte yaşayan Ermeni toplumu kendi millet mekteplerini açtıkları zamana kadar Müslümanlar ile gayet iyi ilişkiler geliştirmişler, kültürel ve sosyal hayatta birbiri ile kaynaşmışlardır. Bu durum kendi mekteplerini açtıkları ilk yıllarda da devam etmiştir. Lakin Osmanlı Devleti’nde yabancıların açtıkları mektepler kısa süre içinde Osmanlı tebaası olan gayrimüslim unsurlar üzerinde etkili olmaya başlamıştır. Gayrimüslimler arasında cemaat mektepleri kendi nüfusuna oranla az olan millet ise Ermenilerdi. Yabancı okullar ve onların müesseselerinden fazlaca istifade eden Gregoryen Ermeni cemaati uzun propaganda sonucunda Katolik ve Protestan cemaatine ayrıldılar. Osmanlı Devleti, Gregoryen Ermeniler dışında ilk olarak Katolik ve sonra Protestan Ermeni Kilisesi’ni tanıdı. Ermeni milletinin üçe ayrılması yabancı misyonerlerin çok işine yaradı. Artık yeni nesil Ermeni gençlerini etkilemek ve Osmanlı’dan koparmak için gerekli olan ortam hazırlanmıştı.

Gregoryen cemaatini okullar konusunda yeni atılımlar yapmaya zorlayan iki ana etken bulunmaktaydı. Bunlardan ilki Amerikan Protestan misyonerlerinin Anadolu’da açmış oldukları okullarda tatbik ettikleri eğitim-öğretim faaliyetleri, ikincisi ise İstanbul Gregoryen Ermeni cemaati içinde ortaya çıkan siyasî kargaşadır. Bu mücadele sonrasında Ermeni cemaati içinde Batıda eğitim görmüş Ermeniler ağırlık kazanmaya başladılar. Batı’da eğitim görenler gelenekçi ruhban Ermeni zümresine karşı eğitim konusunda daha etkili olmaya başladı (Somel, 2003, s. 393-394). 1878 Berlin Kongresi’nden sonra Ermeni milliyetçiliği Ermeni mekteplerinde artış göstermeye başlamıştır. Nitekim daha önce dağınık halde bulunan kültür dernekleri 1880 yılında birleştirilerek Ermeni Okulları Genel Birliği teşkil edilmiştir. Bu kurum Ermeni okullarının ders programlarının belirlenmesinden burada görev yapacak öğretmenlerin atanmasına kadar birçok konuda etkili bir konuma gelmiştir.

Gregoryen Ermeniler, Osmanlı Devleti içinde pek çok mektepler açtılar. Protestan ve Katolik olanları da eğitime önem verdiler ve onlar da mektep açmaya başladılar. Açılan mekteplerin büyük çoğunluğu ruhsatsızdı. Devlet ile yapılan yazışmalardan anlaşıldığı kadarıyla ruhsat almamak için ellerinden gelen mücadeleyi de vermekteydiler. XIX. yüzyılın sonlarında Osmanlı Devleti’nin Maarif Nazırı Ahmed Zühtü Paşa’nın 1894 tarihinde Osmanlı Topraklarındaki Yabancı Okullar hakkındaki raporuna göre Osmanlı ülkesinde 427 adet yabancı okul, 4.547 tane cemaat okulu vardır. Bu cemaat okullarından 498’i ruhsatlı, diğer 4.049’u ise ruhsatsızdır (Tozlu, 1991, s. 76-78). Devlet ruhsatsız olan cemaat mekteplerini denetlemekte yetersiz kalmıştır. Cemaat okulları kısa zamanda gayrimüslimlerin kendi tarih ve kültürlerinin öğretildikleri, gençlere bağımsızlık fikrinin aşılandığı ve millî bağımsızlıkları için yabancı devletlerin siyasetlerine alet oldukları eğitim kurumları haline geldi. Bu okullarda okuyan Ermeni gençleri ileride Ermeni ulusalcılığının ortaya çıkmasında çok etkili olmuştur.

Yabancı okullar ve gayrimüslimlere ait mekteplerin zararlı faaliyetlerinden burada okuyan Müslüman çocukları ve diğer gayrimüslimleri korumak amacıyla Osmanlı Devleti bazı tedbirler almaktaydı (Öntuğ, 2007, s. 325-326). 1869 Maarif-i Umûmiye Nizamnâmesi’nin 129. maddesi özellikle Osmanlı Devleti’ndeki cemaat ve yabancı mekteplerin teftiş ve denetlenmesini hedeflemiştir. Bu madde, mektep öğretmenlerinin diplomaları, mekteplerde okutulacak derslerin bir listesinin ve ders kitaplarının Osmanlı Maarif Nezareti’nce onaylanmasını öngörüyordu (Vahapoğlu, 1997, s. 122-124). Ancak uygulamaya bakıldığında bunların pek azına uyulduğu, o dönem bizzat devlete sunulan teklif ve layihalardan anlaşılmaktadır (Bulut-Birol, 2006, s. 1-11). Buna rağmen XX. yüzyıla gelindiğinde Ermeni milletinin mektep sayısı 1000’e yaklaşmıştı. 1874 yılında Ermeni okul sayısı 520 idi. 1900’de 813 Ermeni okulunda ise 81.222 öğrenci eğitim görmekteydi (Çalık, 2000, s. 109). Ermeni okul sayısı 25 yıl içinde % 64 artmıştır. Osmanlı Devleti, sayıları hızla çoğalan mekteplerin denetimini sağlamakta zorlanmasına rağmen yeni mekteplerin açılması konusunda devamlı olumlu tutum sergilemiştir.

XIX. yüzyılın son çeyreğinde ve XX. yüzyılın başlarında Osmanlı ülkesinin pek çok değişik yerine Ermenilerin yeni mektep inşası için yaptıkları ruhsat başvuruları kabul edilmiştir (Öntuğ, 2009, s. 268). Mevcut ruhsatsız olan cemaat mekteplerine Maarif Nezareti tarafından ruhsat verilip, mekteplerin ders programları bağlı oldukları patrikler ve metropolitlere bırakılmıştı. Cemaat mektepleriyle askerlik hizmetleri hakkında Rum ve Ermeni Patrikhaneleri ile Bulgar Eksarhlığı’ndan daha sonra da Rum Melkit, Katolik ve Keldani Patrik vekâletlerinin başvuruları üzerine 5 Kasım 1911 tarihinde düzenlenen nizamnamenin askerlik hizmeti 11 maddeden oluşmaktadır. Cemaat mektepleriyle ilgili olanı 17 maddedir. Bu maddelerden bazıları şöyledir: Mevcut okulların ve açılacak olan yeni okulların ruhsatlarının yerel eğitim müdürlüğü tarafından verilmesi; Ders programlarının patrikhane ve metropolidhanelerce tanzim ve tasdik edilmesi; Muallim ve muallimelerin iktidar ve ehliyetlerini tasdiki patrikhane ve metropolidhanelerden kendilerine verilecek ehliyetnamelerin Maarif Nezaretince ve maarif müdürlerince tasdik edilecektir. Osmanlı vatandaşlarından yeterli derecede muallim yetiştirilinceye kadar ecnebi muallimlerin dahi istihdamı serbesttir. Maarif müfettişi hükümete karşı sorumlu olan ruhani reisi ihbar üzerine bir mektebi teftiş edebilir. Cemaat okulları mezunlarına verilecek diplomaların bir tarafı Türkçe diğer tarafı kendi lisanlarıyla yazılı olacak şekilde düzenlenen diplomalar geçerli olacak. Gayrimüslim cemaat mektepleri için devlet bütçesinde pay ayrılmış ve bu para cemaat reislerine ihtiyaca binaen gönderilecektir. Cemaat liderleri ihtiyaç halinde mektepler için yardım toplayabilirler. (Nizamnâmenin tamamı için bkz. BOA, DH. İD, nr.69-2/10). Böylece Ermeniler, Osmanlı ülkesinde kendi cemaatleri tarafından idare olundukları, kendi dilleri ile eğitim yaptıkları özgür bir ortamda yaşamışlardır. Osmanlı Devleti’nin savaşlarla uğraştığı 1908-1916 yılları arasında Ermenilerin okul açma taleplerini olumlu karşılaması, kendi tebaasına eğitim özgürlüğü konusunda gösterdiği hoşgörünün ispatı olmuştur. Aynı dönemde Rusya, Kafkasya’daki Ermeni mekteplerini 1885 yılında kapatıp Eçmiyazin Katolik Kiliseleri’ni yasaklayıp, mal ve emlaklerine el koymuştur. Rusya bu yaptıklarıyla da yetinmeyip, Ermenilere “Ya Rus tabiiyetine geçersiniz ya da Rus topraklarını terk edersiniz” diyerek baskı yapmıştır (Kılıç, 2001, s. 38).

Ermeniler, XIX. yüzyılın sonuna gelindiğinde artık eskisi gibi devlete sadık değillerdi ve ayrı bir devlet, “Büyük Ermenistan”ı kurmak için mücadele içine girmişlerdi. Şüphesiz yabancı okulların bunda büyük etkisi vardı. Osmanlı Devleti’nde yaşayan gayrimüslimlerden Ortodoksların hamisi Rusya, Katoliklerin hamisi Fransa ve Avusturya, Protestan’larınki İngiltere ve Amerika’dır. Bu ülkeler açtıkları okullarda hangi dinden olursa olsun tüm milletlerin çocuklarının eğitim almalarına imkân tanımışlardır. Yabancı okullardan Katolik Cizvitler’in açtığı Latin okulları ve ABD’nin Protestan okulları Ermeniler tarafından en rağbet görülenleri arasında yer almıştır. ABD, Anadolu’daki misyonerlik faaliyetlerini ABCFM (American Board of Commissioners for Foreign Missions) aracılığıyla yürütmekteydi. ABCFM özellikle Doğu Anadolu’da dönemin şartları içinde çok kapsamlı bir okul ağı kurmuştu (Kocabaşoğlu, 1991, s. 16-17). Bu nokta bölgedeki Müslüman ve Hıristiyan okulların eğitimlerinden farklılık göstermekteydi. Özellikle ABCFM okullarının Anadolu’daki Ermeniler üzerinde kültürel, düşünsel ve siyasal alanda çok önemli etkileri olmuştur. Bu okullar Ermeni kız öğrencilere yönelik eğitim vermiştir. Bu sayede Doğu Anadolu’daki Ermeni kızları arasında okuryazarlık oranı hızla yükseldi. Ayrıca Amerikalı misyonerler Gregoryen Ermeni eğitiminin gelişmesine de katkı sağladı (Somel, 2003, s. 396-397). Ermeniler yeni çağdaş eğitim kurumlarında gördükleri eğitimin sonucu olarak Osmanlı idaresine karşı olumsuz bir yaklaşım sergilemeye başladı. ABCFM okullarından yetişen yeni kuşak Ermeni gençleri, Osmanlı sosyal ve kültürel yaşantısından uzaklaşmışlardır (Fendoğlu, 2003, s. 456-459). Böylece yüzyıllardır birlikte ortak değerlere sahip yaşayan iki toplum arasında büyük bir kopma meydana gelmiştir.

1850’lerden sonra Anadolu’da özellikle Ermeni halkının oturduğu şehir ve kasabalarda tesis edilen Amerikan okulları ve bunlara bağlı teşekküller, Ermeni gençlerini ihtilâlci fikirlerle yetiştirmiş ve ileride Ermeni gençlerinin Türk düşmanı olmalarına sebep olmuştur. Örneğin Bitlis Kasabası’nda bulunan Amerikan misyoner mektebinin Bitlis ve çevresinden okumaya gelen Ermeni gençlerini kandırıp, Osmanlı Devleti’ne karşı nasıl isyancı yaptığını 1890’da Zaptiye Nazırı olan Hüseyin Nazım Paşa’nın derlediği Ermeni olaylarına ait istihbarat raporlarından okumak mümkündür (Ermeni Olayları Tarihi, 1994, s. 174).

Hınçak komitesinin faaliyetleri yıllarca Merzifon Amerikan Koleji tarafından idare edilmiştir. 1913 yılında kolejdeki 32 öğretmenin 11’i Ermeni’dir. Kolejdeki 425 öğrencinin 200’ü Rum, 160’ı Ermeni, 40’ı Rus ve sadece 25’i Türk’tür (Şişman, 2006, s. 66). Merzifon Amerikan Koleji Rum ve Ermeni çetelerine her türlü yardımı yapmıştır. Okulun öğretmenleri öğrencilerini Osmanlı Devleti aleyhine devamlı surette kışkırtmışlardır. Bu ve benzer yabancı okullardan mezun olan öğrenciler ise ileride kendi cemaat mekteplerinde öğretmenlik yaparak Rum ve Ermeni gençler üzerinde ulusal kimlik oluşumunda önemli pay sahibi olmuşlardır. Ermeni ihtilal ve komitecilerin bir bölümü bu kolejde yetiştirilmiştir. Yurt dışında kurulan Hınçak ve Taşnak gibi Ermeni örgütleri de bölücü-yıkıcı çalışmaları için Merzifon Koleji’ni seçmişlerdi. Bu örgütler bölgede ilk olarak devlete sadık Ermenileri sindirmeye çalışmış, devlete ihanet etmeyenler ise öldürülmüştü. Osmanlı Devleti öldürülen bu Ermenilerin yetimlerine sahip çıkarak, devlete sadakatle hizmet edenleri himaye ettiğini göstermeye çalışmıştır. 1893 yılının başlarında Merzifon ve çevresinde çıkartılmaya çalışılan ayaklanma girişiminin arkasında da Amerikan Koleji bulunduğu anlaşılmıştır (Polat, 1990, s. 139). Olayların ortaya çıkarılması amacıyla Sivas Vilâyeti’nin yaptığı tahkikat neticesinde, 1893 olaylarındaki bildiri ve afişlerin Merzifon Amerikan Koleji’nin matbaasında basılmış olduğu, okulun Ermeni çocuklarını hükümet aleyhine yetiştirdiği tespit edilmiştir. Bu durum, dönemin Dâhiliye Nazırı Halil Rıfat Paşa tarafından yabancı mekteplere yönelik bir takım teftiş ve denetim amaçlı tedbirlerin alınması yönünde hükümete önerdiği kararların çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Özellikle XIX. yüzyılın sonlarında yabancı misyonerlerin Anadolu’da açmış oldukları okullar vasıtasıyla Osmanlı tebaası olan Müslüman ve gayrımüslimleri devlet aleyhine eğitmeye başlamaları üzerine, Padişah II. Abdülhamid dönemin Anadolu Islahatı Umum Müfettişi Şakir Paşa’dan durumu yerinde inceleyerek sonuçlarını en kısa sürede kendisine rapor etmesini istemiştir. Şakir Paşa 1898’de Padişah’a bir layiha hazırlayarak göndermiştir. Bu layihada özetle yabancı okulların ve cemaat mekteplerinin zararlı faaliyetlerinden dolayı tamamen kapatılması gerektiği ya da devlet tarafından sıkı denetim altında tutulması gerektiğini, ayrıca Doğu Anadolu’da Türk Sanat Okulları açılmasının lüzumundan bahsedilmektedir (Akyüz, 2001, s. 222). Yabancı ve cemaat mekteplerinin teftişi ve denetlenmesi ile ilgili benzer raporların daha sonraki yıllarda da hazırlandığı görülmektedir. 1899 yılında hazırlanmış olan başka belgede yabancı okullara olan ilgilin artmasından dolayı devletin, 13 vilayette yeni iptidai ve rüştiye seviyesinde mektepler açması, Müslüman ve gayrimüslimlerin okullara mecburen devam ettirilip, bedava eğitim görmelerinin sağlanması gibi tedbirler alması istenmiştir. Ayrıca belgede yabancı okulların ve azınlık mekteplerinin müfredatlarının iyi tahlil edilmesi, gerekli olan derslerin Türkçe okutulmasının sağlanması, okulların denetimi esnasında yabancı dile hâkim müfettişlerin tedarik edilmesi gibi konulara da değinilmiştir (Öntuğ, 2009, s.  272). Maalesef bütün bu ve benzer teklifler devlete sunulan birer öneriden öteye gitmemiş, yabancı ve azınlık okulları, Osmanlı ülkesinde Ermeniler başta olmak üzere gayrimüslim gençleri din ve milliyet ayrımı gözetmeksizin devlet aleyhine yetiştirmeye devam etmiştir.

Kaynakça

Akyüz, Yahya (2001), Türk Eğitim Tarihi, İstanbul.

Bulut, Hüseyin-Nurettin Birol, (2006), “XIX. Yüzyılın Sonlarında Sivas Vilayetinde Ermenilerin Faaliyetleri ve Alınması Düşünülen Tedbirler ve Mehmet Ali bin Abdullah Selim’in Layihâsı”, Erzincan Eğitim Fakültesi Dergisi, C 8, S 1, Erzincan.

Çalık, Ramazan (2000), Alman Kaynaklarına Göre II. Abdülhamid Döneminde Ermeni Olayları, Ankara.

Ergin, Osman (1977), Türk Maarif Tarihi, C 1, 2, İstanbul.

Ermeni Olayları Tarihi (1994), (Derleyen: Hüseyin Nazım Paşa), C.I, II, Ankara.

Fendoğlu, Tahsin (2003), “Ermeni Probleminin Doğuşunda Amerikan Protestan Misyonerlerinin Rolü (XIX. YY), Ermeni Araştırmaları 1, Türkiye Kongresi Bildirileri, C I, Ankara, s. 455-465.

Kılıç, Davut, (2001), “Rusya’nın Doğu Anadolu Siyasetinde Eçmiyazin Kilisesinin Rolü”, Ermeni Araştırmaları, S 2, Ankara.

Kocabaşoğlu, Uygur (1991), Kendi Belgeleriyle Anadolu’daki Amerika 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğundaki Amerikan Misyoner Okulları, İstanbul.

Öntuğ, M. Murat (2007), “Osmanlı Devleti’nin Ermeni Mektepleri Üzerindeki Denetimi”, Hoşgörü Toplumunda Ermeniler, C III, Kayseri, s. 311-328.

Öntuğ, M. Murat (2008), “Balıkesir’deki Ermeni Kilisesi ve Mektep Açma Faaliyetleri”, OTAM, S 19, Ankara, s. 343-364.

Öntuğ, M. Murat (2009), “Ermeni Mektepleri ve Ulusal Kimlik Oluşumu”, Hoşgörüden Yol Ayrımına Ermeniler, C.III, Kayseri, s. 263-288.

Polat, İlknur (1990), Osmanlı İmparatorluğu’nda Yabancı Okullar, Ankara.

Somel, Selçuk Akşin (2003), “Cemaat Mektepleri ve Yabancı Misyoner Okulları”, (Yay. Haz. Halil İnalcık-Günsel Renda) Osmanlı Uygarlığı 1, İstanbul, s. 387-401.

Şişman, Adnan (2006), XX. Yüzyılın Başlarında Osmanlı Devletinde Yabancı Devletlerin Kültürel ve Sosyal Müesseseleri, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara.

Tozlu, Necmettin, Kültür ve Eğitim Tarihimizde Yabancı Okullar, Ankara, 1991.

Vahapoğlu, M. Hidayet (1997), Osmanlıdan Günümüze Azınlık ve Yabancı Okullar, İstanbul.

© 2024 - Marmara Üniversitesi