Batı Basınına Göre İngiliz Başvekil Gladstone ve Ermeni Meselesi

Ermeni Meselesi, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yoğun bir şekilde gelişme göstererek, Avrupa ile Dünya gündemine yerleşen en önemli uluslararası sorunlardan birisi olmuştur. İngiltere, bu meseleyi Dünya gündemine taşıyan devletlerin başında gelmektedir. İngiltere’nin Yakın ve Orta Doğu’yla olan siyasî ve iktisadî bağlantıları, özellikle Rusya’ya karşı Ermenileri bir koz olarak kullanma düşüncesi, bu ülkeyi kendi menfaatleri doğrultusunda Ermeniler lehine ve Türkiye aleyhine politikalar üretmeye ve izlemeye sevk etmiştir. Bu politikaların geliştirilmesindeki mimarların başında ise, İngiliz başvekillerinden William Ewart Gladstone gelmektedir.

William Ewart Gladstone 29 Aralık 1809’da Liverpool’da doğmuş ve 19 Mayıs 1898 tarihinde Hawarden’de vefat etmiştir. Devlet adamı, hatip ve yazardır. İngiltere’de tam dört kez başvekillik makamını işgal etmiştir. Parlamento üyesi ve entelektüel bir tüccar olan Sir John Gladstone’un dördüncü oğludur. Gladstone Eton’da ve Oxford Üniversitesi’nin en ünlü koleji durumundaki Christ Church’de devam etmiş ve 1831 tarihinde buradan mezun olmuştur. Newark şehrinden parlamentoya seçildi ve 1833’ten itibaren Lordlar Kamarası’nda genç ve güçlü bir hatip olarak boy göstermeye başladı (The Washington Post, May 19, 1898). 1809-1898 yılları arasında yaşayan Gladstone, 1868 ile 1894 yılları arasında, tam dört kez başvekillik makamına gelmiştir. Bu dönemlerde Osmanlı devletine yönelik izlemiş olduğu politikalar, Ermeni Meselesi’ne ivme kazandıran gelişmeleri başlatmıştır.

Başvekil Gladstone, İngiltere devletinin dış politika amaçlarını, Ermenilere karşı özel bir ilgi gösteriyormuş gibi kamuoyuna takdim etmiştir. Bunun sonucunda Osmanlı devletine yönelik “düşmanca” politikaların uygulamasına geçilmiştir. Bu politikaların uzantısı, görünürde “mağdur” Ermenilere ve Ermeni Meselesi’ne verilen destek gibi algılanmıştır. Gerçekte ise söz konusu bölgedeki İngiliz menfaatleridir.

Bu yazıda İngiliz gazetelerinin en büyüğü ve yarı-resmi yayın organı olan The Times ile Amerikan gazetelerinden The Washington Post, The Atlanta Constitution, Chicago Daily Tribune, The Hartford Courant, New York Times ve Los Angeles Times gibi gazeteler kullanılmıştır. Bu gazetelerde Gladstone ve Ermeni sorunu ile alakalı yüzlerce haber mevcuttur.

Gladstone’un Ermenilerle ilgisi Ayastefanos ve Berlin Antlaşmalarıyla başlamasına rağmen, bunun kamuoyu ve basına yansıması, bir haber hariç, onun meslek hayatının son evresine, 1890’lı yılların başlangıcına kadar uzanmıştır. 14 Ocak 1891 tarihli The Times gazetesinde “Bay Gladstone ve Ermeni Sorunu” başlığıyla çıkan bir haberde, Gladstone The Times vasıtasıyla Ermenilere şu şekilde hitap etmektedir: “Benim Ermenistan’daki mevcut hükûmet sisteminden derin bir şekilde acı duyduğumu biliyorsunuz. Buna bir çare bulmak için Büyük Devletlerin destekleri konusunda hiçbir şüphem yok ve dahası İngiltere’nin onları harekete geçirmek için her türlü çabayı sarf etmek gibi özel bir görevi olduğunu da kabul ediyorum” (The Times, January 14, 1891). Bu ifadeler, Gladstone’nun Ermeni meselesini İngiltere’nin “özel görevi” olarak görmüş olduğu anlamına gelmektedir. Bu da meseleye verdiği önemin göstergesidir.

1891 tarihli bu haberden sonra, Batı basınında Gladstone ve Ermenilerle ilgili doğrudan haberlere 3.5 yıldan fazla bir süre rastlanmamıştır. Bu durum muhtemelen, onun başvekillik döneminde bu denli açık politikalar izlemekten kaçındığı ve daha çok resmî görevinden ayrıldıktan sonra Ermenilerle ilgili gelişmelere ağırlık verdiği şeklinde değerlendirilebilir. Zaten Gladstone’un Ermenilerle ilgili asıl çıkışları 1894-1897 döneminde yaşanacaktır. Bununla ilgili ilk gelişmeler, Aralık 1894 tarihinde başlayacaktır.

Nitekim 14 Aralık 1894’de Londra’da St. Martin Townhall’da İngiliz Ermeni Cemiyeti başkanlığı görevini yürüten Stevenson tarafından düzenlenen toplantıya Gladstone bir mektup göndermişti. Mektupta şunları yazmıştır:“Ermenistan hakkındaki kötü ifadeler, dünyanın ilgisini bu meseleye perçinledi. Size ve gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışan herkese kalben iyi niyetlerimi sunuyorum. İddialar ispatlandığında, gerçekler, dünyaya bu mezalimlere daha ne kadar seyirci kalınacağını soracaktır” (The Washington Post, December 18, 1894, Tuesday; The Times, December 18, 1894). Gladstone bu sözleri ile İngiltere’nin asıl politikasının, dünyanın Ermeni meselesine dikkatini çekmek olduğunu göstermişti. Bu mektup, Londra’daki İngiliz-Ermeni Cemiyeti ile Gladstone’nun samimi ilişkisini göstermesi bakımından da önemlidir.

Ermeni meselesine yakın alakasından dolayı, Ermeniler de Gladstone’a yakın ilgilerini göstermekten geri durmamışlardır. Gladstone’un 85. yaş günü münasebetiyle, Londra ve Paris Ermenileri bir kutlama programı düzenlemişlerdir. Bu kutlama programını organize eden teşkilat, yine İngiliz-Ermeni Cemiyeti olmuştur (The Times, December 31, 1894). Programda, Londra ve Paris Ermenileri, Gladstone’na gümüş bezemeli bir kadeh hediye etmişlerdir (The Atlanta Constitution, December 21, 1894; The Times, December 21, 1894; December 31, 1894). Gladstone burada yaptığı konuşmasında, “Türk düşmanlığı ve Ermeni hamiliği” anlayışının zirvelerinde gezinerek, şu ilginç hususlara değinmişti: “Ermenistan’da korkunç ve tarif edilemez bir mezalim olduğunu bildiren bazı sahih rivayetler mevcuttur… Türkiye Tarihi, üzüntülü ve acı verici bir tarihtir. Bu ırk, dünyaya felaketler getirmiştir. Bu katliâm, tecavüz ve mezalim hikâyeleri doğruysa, bunlar gözden kaçmaz ve bunların ortaya çıkmasına engel olamazlar” (Chicago Daily Tribune, December 30, 1894; The Times, December 31, 1894). Görüldüğü üzere Gladstone’un konuşması Türkler ve Türk Tarihi ile ilgili hakaret içeren sözlere dayanmaktadır.

Bir mesele haline dönüşmesinden sonra, Ermenilerle ilgili her türlü gelişmenin savunuculuğunu ve evsahipliğini yapan İngiltere, aynı yılın Mayıs ayında, konuyla ilgili çok önemli bir adım daha atmıştır. 7 Mayıs 1895 tarihinde Londra’da Türkiye’deki Hıristiyan Ermenilerin zulüm ve katliamlarına karşı St. James Hall’da ulusal bir protesto mitingi düzenlemiştir. Gladstone bu toplantıya doğrudan doğruya iştirak etmemiş, fakat toplantıya başkanlık eden Argyll Dükü’ne şu mektubu göndermiştir: “Türk Ermenistanı’ndaki yapılan şeytanî mezalimleri protesto etmek ve Berlin Kongresi’nin 61. maddesinin acilen uygulanması hususunda ısrarcı olmak için, düzenlenen mitinge kalben büyük bir muhabbet duymaktayım” (The Times, May 7, 1895). Gladstone’un bu mektubu, mitinge katılan kalabalık tarafından coşkulu alkışlarla karşılanmıştır.

Gladstone’nun Ermenilerle alakalı politikalarını eleştirenler de vardır. Bu kişilerden birisi İngiltere’nin önemli savaş muhabirlerinden olan Ellis Bartlett’dir. Bartlett ile Gladstone arasında basına da yansıyan önemli bir tartışma meydana gelmiştir. Bartlettt, Gladstone’a hitaben gönderdiği mektubunda şu önemli ikazları ihtiva eden satırları kaleme almıştır:

Efendim, Ermeni meselesi hakkında son mektubunuzda kullandığınız bir cümleyi, namus ve adalet adına protesto ediyorum. Ermenistan’daki son mezalimin suçunu Türkiye Sultanı’na ve onun görevlileri ve askerlerine yüklediğinizi söylüyorsunuz. Şunu size ifade etmek isterim ki, gerçek olsa bile, Sultan’ın iddia edilen bu mezalimlerden sorumlu olduğuyla veya failleri gizlediğiyle ilgili en küçük bir delil mevcut değildir…. Dürüstlük ve gerçek insanlık adına Müslüman Türkiye’yi, duruşması yapılmaksızın suçlayan, sessiz bir şekilde onu güçlü ve Hıristiyan düşmanlarının önüne atan bu adaletsizliği ve ikiyüzlülüğü protesto ediyorum.

(The Times, May 10, 1895)

Bartlett’in bu ifadeleri, fazla bir yoruma gerek bırakmaksızın, Gladstone’nun Ermeni meselesindeki politikalarının yanlış olduğunu göstermektedir. Gladstone ise Bartlett’e şu cevabı vermiştir: “müzakerelerden muhtemel bir fayda elde edilmesi için, Ermeni meselesi hususunda haşin davrandığımızı düşünüyorum” (The Times, May 10, 1895). Gladstone bu cevapla bir anlamda Ermeni meselesinde aşırıya gittiklerini itiraf ediyordu. Gladstone’un bu cevabına, Bartlett’in cevabı ise şu şekildeydi: “Değerli beyefendi, sahih kanıtlar ortaya konulmadan ve özellikle komisyonun suçlularla ilgili raporu yayınlanmadan, Osmanlı devleti ile ordusunun toptan ve vahşi bir şekilde suçlanmasının altına sizin büyük adınızın yazılmasını protesto ediyorum” (The Times, May 10, 1895.). Yani Bartlett, Gladstone gibi başvekillik yapmış bir şahsiyetin isminin, Ermeni meselesine karıştırılmasına özellikle karşı çıkıyor ve kesin deliller ortaya konmadan, Osmanlı devletinin suçlanmaması gerektiği konusunda ısrar ediyordu.

Bu tür eleştirilere rağmen Gladstone Ermeniler lehine faaliyetlerine devam etmiştir. 25 Haziran 1896 tarihli New York Times, Gladstone’un Avrupalılarla ilgili sitem dolu şu mektubunu yayınlamıştır: “Hiç kimse Sultan’a ve temsilcilerine karşı yarı sert bir dil dahi kullanmamaktadır. Avrupalılar Sultan’ın yaptığı rezaletleri affetmeyi de kapsayan bir tutum içerisindedirler. Ben bunu asla tasvip edemem” (New York Times, June 26, 1896).

Bu yazıda son olarak 19 Ekim 1896 tarihli dir. Londra’da St. James salonunda İngiliz Ermeni Cemiyeti tarafından bir toplantı yapılmıştı. Toplantının amacı “Sultanın barbarlığı”na karşı “millî protesto” olduğu önceden duyurulmuştu. Gladstone bu toplantıya bir mektup göndermişti. Mektupta şunlar vardı: “Şu an hala seri katliamlar devam etmektedir. Sultanın kendisine verilen olağanüstü fırsatları inatçılıkla devam ettirdiğini görüyorum. Sultan acınacak ve yüzkarası sebeplerle şu an, ama sadece şu an için zaferini yaşıyor. İnsanlık medeniyeti açısından, sultan, sonunda kınanacak, başta kendisi ve daha sonra eli kanlı acımasız yandaşları da bundan nasibini alacaktır” (The Times, October 20, 1896).

Ermeniler, Ermenistan, Türk düşmanlığı ve Ermeni Meselesi için bu denli büyük faaliyetlerde bulunan ve özellikle son başbakanlığından sonra kendisini neredeyse tamamen bu meseleye adayan William Ewart Gladstone, 19 Mayıs 1898 tarihinde Londra Hawarden kasabasında hayatını kaybetti. O, İngiliz tarihinde dört kez başvekillik makamına oturmuş önemli bir şahsiyetti. 1894 tarihine kadar aralıklarla dört kez yapmış olduğu başvekillik görevinden sonra, kendisini kamu işlerinden uzakta tuttu. Ama bu uzaklık resmî boyutta kaldı. Gayr-ı resmî olarak kamu işlerine ve özellikle başvekilliği döneminde yapamadığı veya resmî görevinden dolayı yapıyor görünmek istemediği çok özel bir meseleye adeta kendisini adadı. Bu Ermeni meselesinden başka bir şey değildi.

Hatta kendisiyle ilgili olarak hazırlanan bir biyografi çalışmasında şu anekdot vardır. Oğullarından birine, “1876’da bu kampanyayı ben başlattım ve ne kadar sürecekse sürsün devam ettireceğim’ demiştir”. Yani Ermeni meselesinin başlangıç noktası yaklaşık olarak bu dönemde ortaya çıktığına göre, bu, ciddiye alınması gereken bir bilgi mahiyetindedir. Ermeni meselesinin tabiî ki Gladstone tarafından ortaya çıkarılmadığı aşikârdır, ama meselenin uluslararası bir boyuta gelmesi için Gladstone’un çabaları da ortadadır. Eğer Gladstone bu meseleye bu denli sahip çıkmamış olsaydı ve bunu İngiliz politikalarıyla bu denli uyumlu bir hale getirmeseydi, XIX. yüzyılın sonlarında, Ermenilerin uluslararası toplumun dikkatini çekmesi bu boyutta gerçekleşmeyebilirdi. Gladstone, özellikle 1894-1897 yılları arasında yapmış olduğu yoğun çalışma ve göstermiş olduğu faaliyetlerle, bu meseleyi önce İngiltere gündemine, sonra Avrupalı devletlerin öncelikleri arasına sokabilmiştir. Avrupa devletleri, İngiltere sayesinde Ermenilerle ilgilenmişler, Türkiye, Sultan ve Ermeni gibi kavramları gündemlerinin ön sıralarına alabilmişler, böylece uluslararası arenada “Ermeni hamiliği ve Türk düşmanlığı” meseleleri, kendi dış politikalarıyla uygunlaştırılıp, uluslararası toplumun ve dünyanın gündemine taşınabilmiştir. Gladstone, bahsedilen dönemde göstermiş olduğu yoğun faaliyetlerle Ermenileri hiç ihmal etmemiş, onlar için programlar düzenlemiş, o programlara bizzat iştirak etmiştir.

Son olarak, Gladstone’nun Ermenilerle alakalı temel felsefesini şu sözleri özetlemektedir: “Ermenistan’a hizmet, medeniyete hizmettir”. Ermeniler William Ewart Gladstone’a çok şey borçludurlar. Meselenin milletlerarası boyuta gelmesindeki en büyük borcu, bu İngiliz başvekiline borçlu oldukları şüphesiz bir gerçektir.

Kaynakça

Chicago Daily Tribune

New York Times

The Atlanta Constitution

The Times

The Washington Post[:en]

Chicago Daily Tribune

New York Times

The Atlanta Constitution

The Times

The Washington Post

© 2024 - Marmara Üniversitesi