Osmanlı Hariciye Nezaretinde Ermeniler

Hariciye Nezareti’nin nüvesi olarak kabul edilen “Reisülküttab”lık makamının kuruluşuyla ilgili 1306’da (1889) yayınlanan Hariciye Nezareti Salnamesi’nde, Reisülküttablığın tarihçesinden bahsedilirken Hicri 926’dan (519-520) önce böyle bir makamın olmadığı, “Reisülküttablığın Kanuni Sultan Süleyman’ın eliyle tesis edildiği kaydedilmektedir. (Hariciye Nezareti Salnamesi, 47) Fakat Osmanlı’nın Üçüncü Selim devrine kadar tek taraflı diplomasiyi benimsemesi nedeniyle “Reisülküttab bugünkü anlamıyla bir Dışişleri Bakanı’ndan çok, bir kalem (birim) amiri olarak çalışmalarına devam etti. Üçüncü Selim döneminde karşılıklı diplomasiye geçilmesi ve yurt dışında diplomatik misyonların kurulmasıyla birlikte Reisülküttablık makamının bir Dışişleri Bakanlığı’na dönüşmesi sürecini hızlandırdı (Akyılmaz, 2002, s. 18-23).

Üçüncü Selim devrinde de, öncesinde de Osmanlı’nın diplomatik ilişkilerinde başta Fenerli Beyler olmak üzere daima gayrimüslim görevliler yer almıştır. Fakat bunlar Müslümanlardan farklı olarak resmi unvanlar alamamış, bürokrasi içinde ilerleme fırsatı bulamamış ve sadece tercüman ve protokol görevlisi olarak kullanılmışlardır. 1821 Yunan İsyanı ile birlikte bu sınıfa mensup isimler de Osmanlı hariciyesinden soyutlandı ve Müslüman diplomat ve bürokratların yetiştirilmesi amacıyla aynı sene Tercüme Odası kuruldu. 1836’da ise Avrupa devletlerinde olduğu gibi kabine sistemine geçildi ve “Reisülküttablık, Hariciye Nezareti adı altında bağımsız bir bakanlığa dönüştürüldü (Akyılmaz, 2002, s. 25-29).

1839 senesindeki Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla birlikte müslümanlar ile gayrimüslimlerin hukuki anlamda eşitlikleri tanındı. Fakat idari ve sosyal manadaki eşitlikleri henüz tanınmamış ve gayrimüslimler hala resmi unvanlarla Osmanlı diplomasisi ve bürokrasisi içerisinde yer alamamışlardı. Tanzimat Fermanı ilan edildiği sırada Osmanlı hariciyesinde, kalem memurlarına hocalık yapan Sarafin isimli bir kimse, Arapça’dan tercüme yapan bir Maruni ve Mustafa Reşid Paşa’nın Fransızca sır katibi Hagop Gırcikyan’dan başka hiç bir gayrimüslim görevli yoktu (Cevdet Paşa, 2010, s. 17).

Müslümanlar ile gayrimüslimlerin tam manasıyla eşit sayıldığını, gayrimüslimlerin de resmi unvanlar alabileceklerini ve Osmanlı bürokrasisi içerisinde memuriyetlere getirilebileceklerini onaylayan asıl metin ise 1856 Islahat Fermanı oldu. Fakat hem Müslümanlar arasında hem de gayrimüslimler arasında ferman, çeşitli nedenlerden dolayı infial ile karşılandı (Cevdet Paşa, 1991, s. 69). Halkın bu memnuniyetsizliği ve gerginliği karşısında Islahat Fermanı’nın amilleri Âli ve Fuad Paşalar, gayrimüslimlerin memuriyetlere atanmasında ve resmi unvanlar almasında daha soğukkanlı ve itidalli bir siyaset izlediler. İlk olarak Meclis-i Vala-yı Ahkâm-ı Adliye’nin gayrimüslim azalarının olması kabul görerek Mayıs 1856’da Ermenilerden Hovhannes Dadyan, Katoliklerden Mihran Düzyan, Yahudilerden Halim ve Rumlardan Istefanaki Efendiler aza tayin edildi. Bunun dışında Dadyan, Düzyan ve Karakahya gibi zaten on yıllardır devlet hizmetinde olan ve önemli mevkileri ellerinde bulunduran çeşitli ailelerin mensuplarına yaşlarına göre farklı derecelerde unvanlar vermekle yetinildi. (BOA. A.} DVN. Nr. 119/6)

Sultan Abdülmecid’in saltanat yılları boyunca hiç bir gayrimüslim, Müsteşarlık ve Nazırlık gibi bürokrasinin en üst kademelerindeki mevkilere yükselemedi. Osmanlı tarihindeki ilk gayrimüslim müsteşar, 1865 yılında Ticaret Nezareti Müsteşarlığına tayin edilen Aleksandr Karateodori oldu. (Kuneralp, 15) Fakat gerçek manada gayrimüslimlerin devlet memuriyetlerinde kabullerinde ve bürokrasinin ve diplomasinin en üst kademelerine kadar yükselebilmelerinde itici gücü 1866-1869 Girit İsyanı oynadı. Artık hiç bir fark gözetilmeksizin gayrimüslimlerin de memuriyetlere kabul edilmeleri gerektiğini Girit’ten yazdığı bir layiha ile Sultan Abdülaziz’e anlatan Sadrazam Mehmed Emin Ali Paşa şöyle diyordu:

Bugün Avrupa’da, devlet gözünde ve adam istihdamında Katolik, Protestan, Yahudi, dinsiz sözleri bütün bütün unutulmuş ve ortadan kalkmış bulunmaktadır. Dolayısıyla bütün halk kendilerini yapılan işlere ortak, ilerleme ve yükselme kapılarını kapayan kilitleri kırılmış görmektedirler. Bu kuralları kendi ülkelerinde ilerledikçe başka ülke ve milletlere de yaymak için yoğun çaba harcamaktadırlar… Hristiyanların her çeşit hizmette kullanılmaları sağlanacak olur ise, onlar yüzyılımızda ülkenin yönetimi için gerekli olan bilgide bizden ileri olduklarından bütün işleri doğal olarak ellerine geçirirler ve İslam memurlar geri kalırlar. Bir de Müslüman olmayan milletlere bu denli yüz verilmekten İslam hoşnutsuz olur düşünceleri ve bunlara benzer daha pek çok sakınca zihinlere gelmemek mümkün değildir. Hiç kuşkusuz, bunlar sadece en belli başlı sakıncalardır. Ancak, ne yazık ki, sözü edilen bilgi olmaksızın ve kendimizi öteki uygar milletler düzeyine getirmeksizin, bizim bu ülkeyi Hıristiyanlar olamasa da yönetemeyeceğimiz bellidir.

(Akarlı, 1978, s. 11-15)

Artin Paşa, Servet-i Fünun No. 308

Artin Paşa, Servet-i Fünun No. 308

Âli Paşa gayrimüslimlerin memuriyetlere kabulüne hız kazandırdığı gibi, artık kabinede de gayrimüslim nazırların bulunmasına da karar vererek bunun için bir adım attı. Kabinede gayrimüslim bir ismin bulunması söz konusu olduğunda akla ilk gelen isim Âli ve Fuat Paşalara yakın bir bürokrat olan Kirkor Ağaton oldu. 1867 yılında rütbesi Bala mertebesine yükseltilen Ağatoton, Nafia Nazırı tayin edildi ve Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk gayrimüslim nazırı olarak tarihe geçti. (İnal, 326; BOA. HR. TO. Nr. 549/3) Nazır tayin edildiği sırada Paris’te bulunan Ağaton ani vefatı nedeniyle hiç bir zaman fiilen nazırlık yapamadı Fakat onun vefatıyla birlikte kabinede gayrimüslim bir nazırın olmasından vazgeçilmeyerek o sırada Cebel-i Lübnan Valisi bulunan Katolik Ermeni asıllı Garabed Artin Davud Paşa Nafia Nazırı tayin edildi.

Hariciyeye dönmek gerekirse, Aleksandr Karatedori Paşa’dan sonra müsteşarlık ve nazırlık mevkiine ulaşabilen ikinci gayrimüslim ve ilk Ermeni isim Artin Dadyan oldu.

1830 yılında dünyaya gelen Artin Dadyan, Barutçubaşı Hovhannes Bey Dadyan’ın oğluydu. On iki yaşına kadar evinde özel bir eğitim alan Dadyan, 1842’de Paris’e gönderilerek önce Saint Barbe, sonrasında ise Grand de Louis Kolejlerinden mezun oldu. Daha sonra eğitimine Sorbonne Üniversitesi’nde devam etti. 1848’de İstanbul’a döndüğünde Harbiye Mektebi’nde Fransızca muallimi olarak memuriyete başladı. Daha sonra sırasıyla 1849’da Hariciye Nezareti Tahrirat-ı Hariciye Kalemi’ne kâtip, 1854’de Hariciye Nezareti Kitabet Dairesi’ne muavin, 1855’de Tahrirat-ı Ecnebiye Kalemi’ne muavin olarak atandı. 1857’de Eflak-Boğdan Komiseri tayin edilen Saffet Paşa’nın Fransızca başkâtibi tayin edildi. 1860’da ise Sadrazam Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa’nın Rumeli Teftişi’nde komiser sıfatıyla yer aldı. 1862’de Paris Elçiliği’nde birinci kâtipliğe tayin edildi, 1866’da ise İstanbul’a dönerek Babıâli Tercüme Kalemi’ndeki eski vazifesine döndü. 1872’de Maliye Müsteşarlığına, kısa süre sonra Orman ve Maadin Umum Müdürlüğüne, 1873’te ise Altıncı Daire Reisliğine tayin edildi. 1875’te ise “Bala” rütbesiyle Hariciye Müsteşarlığına atandı (Dadyan, 2011, s. 286-287).

Artin Dadyan, aynı zamanda Sadrazam Mahmud Nedim Paşa’nın danışmanlığını sürdürüyordu ve Mahmud Nedim Paşa ile beraber istifa etmek zorunda kaldı. Dört sene kadar hiç bir göreve atanmadı ve mazul hayatı yaşadı. Fakat 1880’de tekrar Hariciye Nezareti Müsteşarlığı görevi kendisine verilerek memuriyet hayatına döndü. 1881’de Yunanistan Hududunu belirleme komisyonunda yer aldı. Aralık 1884’de azledildi, Eylül 1885’de ise rütbesi “Paşa” mertebesine yükseltilerek üçüncü kez hariciye müsteşarlığına getirildi. Ağustos 1887’de müsteşarlık görevini korumak kaydıyla Bulgaristan Fevkalade Komiseri tayin edilerek altın ve gümüş imtiyaz nişanları ile onurlandırıldı. Ekim 1888’de ise rütbesi “Vezir” mertebesine yükseltildi ve 1901’deki vefatına kadar müsteşarlık mevkiini korudu. (Hariciye Nezareti Salnamesi 1306 (1889), s. 313)

Artin Paşa’dan sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermeni asıllı ikinci Hariciye Müsteşarı ise Manuk Azaryan oldu. 18 Mayıs 1850 günü İstanbul’da dünyaya gelen Azaryan, Tokatlı Krikor Azaryan isimli bir tüccarın oğluydu. Eğitimine mektebi Sultani’de başladıktan sonra Paris’teki Sainte Barbe Koleji’nde devam etti. 1869’da İstanbul’a dönerek Hariciye Nezareti’nde katip olarak memuriyet hayatına başladı, ayrıca askeri okullarda ve Ermeni okullarında da Franszıca öğretmenliği yaptı. 1873’te Sadaret Tercümanı tayin edildi, 1876 Hersek İhtilali ve 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda ise diplomatik kurye olarak görev yaptı. Eylül 1878’de Bükreş Başkonosolosluğuna atandı, 1879’da ise Petersburg Sefaretine başkatip oldu. 1883-1889 yılları arasında Korfu, 1890-1908 yıllarında Galatz, 1908-1909 arasında ise Belgrat başkonsolosluklarında bulundu. 15 Mayıs 1909’da ise İstanbul’a devet edilerek birinci derece Nişan-ı Osmani ve Mecidiye Nişanları ile taltif edilerek Hariciye Nezareti Müsteşarlığına getirildi. Temmuz 1909’da ise Ayan azası tayin edildi. İşgal yıllarında Milli Mücadele’yi destekleyen ve çeşitli toplantılara ev sahipliği yapan Manuk Azaryan, Nisan 1922’de Beyoğlu’nda çıkan bir yangın sırasında hayatını kaybetti (İnal, s. 2061-2063; Ali Rıza – Mehmed Galip, s. 7-8).

Hariciye Nezareti Müsteşarlığında bulunan üçüncü Ermeni asıllı isim ise Katolik Ermeni bir aileden gelen Ohannes Kuyumcuyan Paşa’ydı. 1856’da İstanbul’da dünyaya gelen Kuyumcuyan, Orman ve Maadin Umum Müdürü Bedros Kuyumcuyan’ın oğluydu. Eğitimini Paris’te tamamladıktan sonra 1877’de İstanbul’a dönerek Hariciye Nezareti Hukuk Müşavirliği’nde muavin olarak memuriyet hayatına başladı. Hariciye Nezareti İstişare Odası muavinliğinin ardından Nisan 1894’de Roma Sefareti’ne başkatip tayin edildi. On beş yıl kadar Roma Sefareti’nde görev yapıp sefaret müsteşarlığına kadar yükseldikten sonra 1908’de İstanbul’a dönerek ayan azası tayin edildi. 21 Ekim 1909’da ise Hariciye Nezareti müsteşarlığına getirildi. Üç yıl kadar bu görevi sürdürdüktan sonra 1912’de rütbesi “vezir” mertebesine yükseltilerek Cebel-i Lübnan’a mutasarrıf tayin edildi ve özerk Cebel-i Lübnan’ın son gayrimüslim mutasarrıfı olarak da tarihe geçti. (Hariciye Nezareti Salnamesi 1306 (1889), 179; Duhani, 108; Çark, 153)

Osmanlı tarihinde hariciye nazırı olabilen tek Ermeni ise Gabriel Noradunkyan Efendidir. Çeşitli görevlerden sonra Ağustos 1908’de Ticaret ve Nafia Nazırlığına getirilen Gabriel Noradunkyan 1910’da ise görevinden istifa ederek Ayan azası atandı. Temmuz 1912’de Ahmed Muhtar Paşa’nın kurduğu büyük kabinede ise Hariciye Nazırı olarak yer aldı. Balkan savaşları sırasında da bu görevini sürdürerek savaşın diplomatik kanadını idare etti. Ocak 1913‘deki Babıali Baskını ile beraber, görevden çekilmek zorunda kaldı. Kasım 1916’da İstanbul’u terk eden Noradunkyan, önce İsviçre’ye, sonrasında ise 1936‘daki vefatına değin yaşamını sürdüreceği Paris’e yerleşti (Malhasyan, s. 371; Çark, s. 153; İnal, s. 1411, 1764, 1813).

Osmanlı İmparatorluğu’nun yurtdışındaki diplomatik temsilciliklerinde de bir çok gayrimüslim diplomat ile birlikte Ermeniler de yer aldılar. Ermeni asıllı diplomatlardan büyükelçilik görevine getirilen bir isim olmadı. Bununla birlikte 1857’de kurulan Brüksel Sefarethanesi’ne Maslahatgüzar sıfatıyla ilk olarak Diran Bey isminde Ermeni asıllı bir diplomat tayin edildi ve uzun yıllar bu vazifesini sürdürdü (Salname-i Nezaret-i Hariciye 1301 (1885), s. 174-175).

Büyük ve Orta elçiliklerin dışında Osmanlı İmparatorluğu’nun, Tebriz, Bombay, Peşte, Tiflis, Hocabey, Korfu, Batavya, Batum, Atina ve Pire, Malta, Kalas, Triyeste, Napoli, Bakü, Barselona, Marsilya, Londra, Sünne, Liverpool, Şira ve Mesina’da da konsoloslukları bulunuyordu. Bu konsolosluklarda da başkonsolos mertebesine kadar yükselebilmiş Ermeni diplomatlar vardı ki bu meyanda da Atina ve Pire Başşehbenderi Karabet Dakes Efendi, Malta Başşehbenderi Yusuf Dominyan Efendi, Kalas Başşehbenderi Maksim Efendi, Barselona Başşehbenderi Yusuf Pozik Azaryan Efendi, Şira Başşehbenderi Leon Peşeni Efendi ile Messina Başşehbenderi Yusuf Zeki Efendi sayılabilir. (Hariciye Nezareti Celilesi Salnamesi 1306 (1889), s, 379-383)

Kaynakça

Akarlı, Engin Deniz (1978), Belgelerle Tanzimat, İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yay.

Akyılmaz, Gül (2002),  “Reis-ül Küttablık Müessesesinin Önem Kazanmasına Yol Açan Gelişmeler ve Osmanlı Hariciye Nezareti’nin Doğuşu”, XIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara: TTK.

Ali Rıza – Mehmed Galip (1977), Geçen Asırda Devlet Adamlarımız

Cevdet Paşa (2010), Sultan Abdülhamid’e Arzlar, yay. haz. Yusuf Hallaçoğlu, İstanbul: Babıali Kültür Yay.

Cevdet Paşa (1999), Tezakir, c. I. Ankara: TTK.

Çark, Y. G. (1953), Türk Devleti Hizmeti’nde Ermeniler.

Dadyan, Saro. (2011), Osmanlı’da Ermeni Aristokrasisi, İstanbul: Everest Yay.

Duhani, Said. (1990), Beyoğlu’nun Adı Pera İken

Hariciye Nezareti Salnamesi. (2003). sene: 1306 (1889). Yay. Haz. Ahmed Nezih Galitekin. İstanbul: İşaret Yay.

İnal, Mahmud Kemal (1964), Son Sadrıazamlar, İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.

Kuneralp, Sinan (1999), Osmanlılar Ansiklopedisi, Karateodori, Aleksandr. İstanbul: YKY.

Malhasyan, Sirvart (1999), Osmanlılar Ansiklopedisi. Noradunkyan, Kapriel. İstanbul:YKY.

Salname-i Nezaret-i Hariciye. (2003). sene: 1301 (1885). Yay. Haz. Ahmed Nezih Galitekin. İstanbul: İşaret Yay.[:en]

Akarlı, Engin Deniz (1978), Belgelerle Tanzimat, İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yay.

Akyılmaz, Gül (2002),  “Reis-ül Küttablık Müessesesinin Önem Kazanmasına Yol Açan Gelişmeler ve Osmanlı Hariciye Nezareti’nin Doğuşu”, XIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara: TTK.

Ali Rıza – Mehmed Galip (1977), Geçen Asırda Devlet Adamlarımız

Cevdet Paşa (2010), Sultan Abdülhamid’e Arzlar, yay. haz. Yusuf Hallaçoğlu, İstanbul: Babıali Kültür Yay.

Cevdet Paşa (1999), Tezakir, c. I. Ankara: TTK.

Çark, Y. G. (1953), Türk Devleti Hizmeti’nde Ermeniler.

Dadyan, Saro. (2011), Osmanlı’da Ermeni Aristokrasisi, İstanbul: Everest Yay.

Duhani, Said. (1990), Beyoğlu’nun Adı Pera İken

Hariciye Nezareti Salnamesi. (2003). sene: 1306 (1889). Yay. Haz. Ahmed Nezih Galitekin. İstanbul: İşaret Yay.

İnal, Mahmud Kemal (1964), Son Sadrıazamlar, İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.

Kuneralp, Sinan (1999), Osmanlılar Ansiklopedisi, Karateodori, Aleksandr. İstanbul: YKY.

Malhasyan, Sirvart (1999), Osmanlılar Ansiklopedisi. Noradunkyan, Kapriel. İstanbul:YKY.

Salname-i Nezaret-i Hariciye. (2003). sene: 1301 (1885). Yay. Haz. Ahmed Nezih Galitekin. İstanbul: İşaret Yay.

© 2024 - Marmara Üniversitesi