Önemli Bir Ermeni Kaynağı: The Trans-Caucasian Post Gazetesi

Tarihî materyal olarak gazeteler, yayınlandıkları dönemin en önemli kaynakları arasında kabul edilmektedir. Düzenli olarak yayınlanan bir gazete, döneminin belli başlı özelliklerini yansıttığı gibi, zaman ve mekân hakkında çok önemli bilgi kaynaklarıdır. Bazı gazeteler, belli bir bölgede, belli amaçları halka iletmek, empoze ve kabul ettirmek için de yayınlanabilirler. Bu tür gazeteler, tam anlamıyla bir propaganda aracıdırlar. Bu çalışma, bu amaçla yayınlanmış bir gazetenin incelenmesini içermektedir. Söz konusu yayın organı, Tiflis’te İngilizce olarak yayınlanan Trans-Caucasian Post adlı gazetedir. Bu gazete, Trans-Kafkasya’ya ait Ermeni düşünce ve bakış açısını yansıtan bir propaganda aracı mahiyetindedir. Yayın zamanı da oldukça manidâr olup, Osmanlı devletinin Mondros Mütarekesi’ni imzalayıp, Kafkasya ile bağlantılarını kopararak bölgeden çekildiği bir döneme tesadüf etmektedir. Böyle bir gazete, İngilizlerin Batum’un işgali ve Trans-Kafkasya’da hakimiyet tesis etmeleri yönünde, Ermenileri de kullanmak suretiyle hayata geçirmeye çalıştıkları bir projeye hizmet etme amacını gütmektedir.

Gazetenin ilk nüshası, 21 Şubat 1919 Cuma günü çıkarılmış ve haftada iki kez yayınlanmıştır (The Trans-Caucasian Post, February 21, 1919, No. 1). Altıncı sayıya kadar Salı ve Cuma, yedinci sayıdan itibaren Çarşamba ve Cumartesi günleri yayınlanan gazetenin fiyatı 1 rubledir. Dört sayfa olarak yayınlanan gazetenin, her sayfasında eşit büyüklükteki üç iri sütun bulunmaktadır. Gazetenin sahipleri olarak M. Eprikian ile H. Mayelian adlı Ermenilerin isimleri kayıtlıdır ki, bu kişiler, aynı zamanda gazetenin basıldığı Mamoul Press’in de sahibidirler. Matbaa, Tiflis’te Loris Melikovskaya sokağı, no. 22’dedir (The Trans-Caucasian Post, February 25, 1919, No. 2). İlk nüshadaki kayıtlara göre, Trans-Caucasian Post’un editör ve yayımcısı, S. Melikian adlı başka bir Ermeni’dir (The Trans-Caucasian Post, February 21, 1919, No. 1). Editör ofisi olarak, Beboutovskaia Street, no. 37 kaydı vardır. Ayrıca gazete okuyucularından, her türlü ilan ve yazılara ait tüm meseler için Lermontovskaia 12, Aratch’taki editörün ofisine müracaat etmeleri istenmiştir. Bu işle ilgili sorumlu kişi olarak, Mikrtichian adlı bir Ermeni kayıtlıdır (The Trans-Caucasian Post, February 25, 1919, No. 2). Gazetede yayınlanan reklamlar ise, sürekli olarak son sayfada yer almaktadır.

Trans-Caucasian Post gazetesi, Ermeniler tarafından çıkarılan, Kafkasya’nın güneyiyle ilgili Ermeni düşüncesini ve bakış açısını yansıtan ve İngilizce olarak Tiflis’te yayınlanan bir gazete olmasından dolayı, tabiatıyla birtakım hususiyetler ihtiva etmektedir. Gazetenin ilk bakışta dikkati çeken en önemli özelliği, gazete adının hemen üstünde; “to serve Armenia is to serve civilisation, W. Gladstone (Ermenistan’a hizmet, medeniyete hizmettir)” yazısının mevcudiyetidir (The Trans-Caucasian Post, February 21, 1919, No. 1). Türk düşmanlığıyla tanınmış, meşhur İngiliz başvekil ve siyasetçisi olan Gladstone’un bu sözünün gazetenin baş kısmında ve her sayısında neşredilmesi, onun yayın politikasını açık bir şekilde ortaya koyan en önemli özelliklerindendir. Gladstone, Liberal Parti’den 1880 yılından itibaren başvekillik mevkiine kadar yükselen ve İngiltere’nin Osmanlı devletine karşı izlediği denge politikalarını değiştirerek, agresif bir politika sergilemesindeki öncü şahsiyet olduğu bilinmektedir (Gürün, 1985, ss. 73-79). Hatta Gladstone, bu konuda oldukça ileriye giderek, “muhakkak ki bu Türkler, medenî milletler arasında yaşamaya lâyık değiller… Alçak katiller sürüsü Asya’ya dönsün” sözlerini sarfetmişti (Ahmet Rüstem, 2001, s. 70). Gladstone’un bu sözünün gazete tarafından “baş tâcı” yapılması, yayın politikasıyla ilgili politikalarını açıkça yansıtmaktadır.

Ermeniler lehine ve Türkler aleyhine olan bu ifadeler, Ermeniler tarafından tabiatıyla büyük destek görmüştür. Gazetenin ilk nüshasında editör tarafından kaleme alınan “Hearty Welcome/Samimi Karşılama” adlı makale, bu düşüncelerin ispatı gibidir: “İngiltere’deki Büyük Britanya halkıyla konuşmak için, bu (gazete yayını) ilk fırsatımızdır. Milletimizden büyük güçlere ilk sözlerimiz, “hoş geldiniz” sözleriyle onları selamlamak olmalıdır… Ermeni halkı, yüzyıllardır Türk Sultanlarının zalimliği altında ıstırap çekti. Büyük Gladstone’un söylediği gibi, biz, ‘kızıl sultan’la huzurlu bir hayat sürmedik. Türk politikalarının bize hakimiyeti, ateş ve kılıçla olmuştur. Biz özgürlük istedik… Byron ve Gladstone gibi büyük İngilizler, bizim talihsizliğimizle ilgilendiler… Büyük Britanya’nın küçük ve sadık müttefiki olan Ermenistan, güçlü İngiliz milletine, en samimi dileklerini bildirmektedir” (The Trans-Caucasian Post, February 21, 1919, No. 1). Gladstone’un sözü ve editörün bu ilk nüshadaki ifadeleri, yayın politikasının netliğini ortaya koymaktadır. Tabiatıyla bu yaklaşım, gazetenin bütün nüshalarına yansımış, hatta ikinci nüshada, Gladstone’un yukarıdaki meşhur sözünü başlık yapan bir başyazı yayınlanmıştır. Bu yazıda da Türk düşmanlığı’nın zirvelerinde dolaşılmış, Ermeni-İngiliz yakınlığına vurgu yapılmıştır (The Trans-Caucasian Post, February 25, 1919, No. 2). Gazetenin mevcut nüshalarının başyazılarına kısaca göz atmak, genel yayın politikasını ortaya koymada etkili olacaktır.

28 Şubat 1919 tarihli “Trans-Kafkasya Cumhuriyetleri Konferansı” adlı başmakalede; 1918’de Trans-Kafkasya’da meydana gelen gelişmeler anlatılmakta, Türk-Alman ittifakıyla bölgedeki milletler olan Ermeni, Gürcü ve Azerîlerin mücadelelerinden bahsedilmektedir. Bu aşamada Gürcistan ve Azerbaycan’ın Türkiye ve Almanya’ya hemen boyun eğdiklerini, ancak Ermenistan’ın ümitsiz de olsa Türkiye’ye karşı mücadelesinin son ana kadar devam ettirdiği vurgulanmaktaydı (The Trans-Caucasian Post, February 28, 1919, No. 3). 4 Mart tarihli ve “Nuri ve Mürsel Paşa” adını taşıyan yazıda; Osmanlı’nın Kafkas cephesindeki önemli kumandanlarının mütareke hükümlerini yerine getirmedeki isteksizlikleri ve Ermeni kıyımının düzenlenmesindeki suç ortaklıkları sebebiyle, İngilizler tarafından tutuklandıkları haberi, gazete okuyucularına büyük bir memnuniyet ve sevinçle sunulmuştur. Yazının devamında ise, çarpıcı ifadeler mevcuttur: “Savaş patlak verdiğinde ve Türkiye dünyanın en büyük suçu olan masum Ermeni kurbanlarının yüzbinlercesinin hayatları hakkındaki kararı uygulama alanına koyduğunda, Müttefikler bütün sorumluluğun, savaş sırasında yaptıklarına bir cevap vermek zorunda olan Türkiye’ye ait olduğunu söylediler. Sorumlu kişiler arasına bugün iki isim daha eklendi: Nuri Paşa ve Mürsel Paşa… Onların her ikisi de, Bakü, Şeki ve Şirvan kıyımlarının baş oyuncularıydı… Adalet saati geldi…” (The Trans-Caucasian Post, March 4, 1919, No. 4).

Milletler Cemiyeti adlı makalede ise, koalisyon, müttefikler, anlaşma devletleri gibi kavramların yerini Milletler Cemiyeti’nin alacağı ve dünyanın farklı bölgelerindeki problemlerde, oralara adalet getirici bir rol oynayacağı üzerinde duruluyordu. Yani Ermeniler herhangi bir “Türk tehlikesi” karşısında kaldıklarında, büyük devletlerin onların savunucusu olacaklarına ümit bağlıyorlardı. “Karabağ” adlı başka bir makaleyle Ermeniler, Karabağ ile olan ilgilerini İtilaf devletlerine dayanarak kuvvetlendirmek istemişlerdi. Karabağ bölgesinin genel valisi olan Azeri Sultanof, Ermeni düşüncesine göre Enver Paşa’nın ajanıydı ve şimdiye kadar izlemiş olduğu politikalarla Türkiye’nin Kafkasya’daki işlerini kolaylaştırmıştı. Editöre göre bu durum engellenmeli ve Sultanof’un Karabağ’a genel vali olmasının önü alınmalıydı (The Trans-Caucasian Post, March 11, 1919, No. 6). Yani Ermeniler, Kafkasya ile ilgili taleplerini “İngilizlerin dilinde” kendilerine iletiyorlardı.

“Özgürlük, Birlik ve Ermenistan’ın Bağımsızlığı” adını taşıyan başka bir başmakalede, Türkiye’nin Şark vilayetlerine dair Ermeni istek ve iddialarına değinilmiştir. 7-15 Şubat 1919’da Erivan’da Türkiye Ermenileri Kongresi düzenlenmiş ve burada; “Batı Ermenilerinin yeniden evlerine dönebilmelerini sağlayacak bir plân” kabul edilmişti. Kongre İtilaf devletleri ve Ermenistan’a başvurarak, bu plânın hayata geçirilmesini istemişti. Aynı kongrede alınan başka önemli bir karara göre; “Türkiye Ermenistanı”nın[1] bağımsızlık ilânında bulunarak, Trans-Kafkasya Ermenistanı ile birleşme ve Ermenistan Parlamentosu’na üye sokma sürecine girmesi de karar altına alınmıştı (The Trans-Caucasian Post, March 7, 1919, No. 5). Önemine binaen Trans-Caucasian Post gazetesinin 15 Mart tarihli nüshası bu gelişmeye ayrılmıştı. Yazıya göre, Paris Barış Konferansı’nın ivedilikle çözmesi gereken sorunlardan birisi buydu ve “Altı Türk Vilayeti”ni de kapsayan özgür ve bağımsız Ermenistan’ın Milletler Cemiyeti tarafından idaresi, Ermeni halkının ve Ermeni tarihinin talebiydi (The Trans-Caucasian Post, March 15, 1919, No. 7). Bu yazıda zikredilmeyen bir “eksiklik”, gazetenin bir sonraki nüshasında düzeltilecek ve Ermenistan’ın gerçekte sadece yukarıda sayılan yerleri içermediği, ilave olarak Kilikya ve Rus Ermenistanı’nın Ermeni vilayetlerini de kapsadığı, editör tarafından özellikle vurgulanmıştır (The Trans-Caucasian Post, March 19, 1919, No. 8). Böylece Ermeniler başta İngiltere olmak üzere, konuyla ilgili taleplerini, onların Kafkasya’da oldukları bir sırada tüm İtilaf devletlerine iletmiş ve dikkatlerini çekmiş oluyorlardı.

Ermeniler için bu uygun şartların mevcudiyeti, Tiflis’te İngilizce olarak yayınlanan bu gazetenin cür’etini de yayınlandığı her nüshayla birlikte artırmıştır. Nitekim gazetenin 22 Mart tarihli nüshasının başmakalesi, “Ermenistan’ın Yeniden Yaratılması” adını taşımaktaydı. Editör yazısında, savaşın galibi olan İtilaf devletlerinin, Paris Barış Konferansı’nda Ermenistan’ın birlik ve bağımsızlığını ilan edeceklerine olan inancını ifade ediyor ve hatta daha da ileri giderek, böyle bir yardımın olmaması durumunda, Ermenistan’ın yaşayamayacağını savunuyordu (The Trans-Caucasian Post, March 19, 1919, No. 8). Yani Ermeniler bu yazıyla, kendi istikballerinin teminatı olarak İtilaf devletlerini görüyorlar ve bu görevi bir emr-i vaki şeklinde özellikle İngilizlere iletiyorlardı. “Amerika ve Ermenistan” adını taşıyan bir sonraki nüshanın başmakalesi ise, İtilaf devletlerinden İngiltere’nin ötesinde, Amerika’yı da Ermenistan ile yakından ilgilenmeye ve Amerikan mandası meselesiyle ilgili dikkatlerini çekmeyi hedefliyordu. Editör bu yazısını şu vurucu ifadelerle kaleme almış ve Ermeniler için Amerika’nın önemini şöylece vurgulamıştı: “Amerika’nın tamamı, Ermenistan’a büyük oranda yardımda bulundu. Şüphesiz ki “doğunun güzel çiçeği Ermenistan”, sahibine iade edilmedikçe, bu yardımlar durmayacaktır… Sevgili ve asil misafirlerimiz, hoş geldiniz. Siz de hoş geldiniz güçlü ve soylu Amerika. Minnettar Ermenistan sizi selamlıyor!” (The Trans-Caucasian Post, March 22, 1919, No. 9). Kafkasya’da o dönemde var olan İngiltere’nin yanında, Amerika da bölgeye davet ediliyor ve Ermenistan mandası ihtimalleri kuvvetlendirilmeye çalışılıyordu.

Trans-Caucasian Post’un hiçbir nüshası yoktur ki, Türkiye’den bahsetmiş olmasın. Bu durum gazetenin yayınlanma nedenlerini de ortaya koymaktadır. Her sayısında Türkiye’den ya doğrudan doğruya bahsedilmiş ve birçok yazı Türkiye’ye hasredilmiştir ya da metin içerisinde bahsi geçmiştir. Pekçok yazısında ise Türkiye suçlandığı gibi, Türkiye ve Türkler hakkında saldırılar, hakaretler, ağır ithamlar…. mevcuttur. 26 Mart 1919 tarihli nüshası, “mazlum Ermeni – zalim Türk” imajı oluşturmak amacıyla kaleme alınan bir yazıdır ve Türkiye’nin Kafkasya’dan tamamen çekildiği bir sırada dahi, İtilaf devletlerini hala şu suretle “göreve” çağırmaktadır: “Ermenistan’ın her tarafından dehşetli haberler gelmektedir. Kana susamış Türkiye, yenildiğini hala kabul etmemiştir. Batıdaki politik değişikliklere güvenerek, mahvolmuş durumuna, dalaverelerle moral aramaktadır. O hem kendi memleketinde ve hem de Trans-Kafkasya’da hala önemli stratejik noktaları elinde tutmaktadır. Azerbaycan Hanlarıyla birlikte Osmanlı İmparatorluğu’nun tatminsiz satrap ve cellatları, Trans-Kafkasya’nın bütün Müslüman ahalisini silahlandırmakla meşguldürler ve yeni entrikalar yürütmektedirler. Eğer Türkiye’nin askerî hazırlıklarını ve Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin faaliyetlerini dikkatli bir şekilde takip edersek, anlarız ki, ilk olarak Türk-Azerî çeteleri Türk Ermenistanı’ndan Rus Ermenistanı’nı ayırmak isteyecekler ve ikinci olarak da Ermenistan Cumhuriyeti’nin etrafını saracaklardır. Kars, Nahçıvan, Sürmeli, Karabağ, Ahısha, Ahılkelek, tüm Türk ve Azerî silahlı kuvvetlerinin, bölgedeki Müslüman ahaliyi kandırıp, Ermenistan arazisine ilerlemek için yoğunlaştıkları belli başlı stratejik noktalardır. İtilaf devletlerinin zaferiyle sonuçlanan ve beş yıl süren Dünya Savaşından sonra, Trans-Kafkasya, yeni bir kan dökmenin eşiğindedir. Bölgenin ufkunun üzerinde kara bulutlar toplanıyor ve İtilaf devletleri bunları dağıtmak istiyor. Bu, bugün yapılmalıdır, yarın çok geç olacaktır” (The Trans-Caucasian Post, March 26, 1919, No. 10). Görüldüğü üzere, ağır ithamlar ve hakaretlerin bulunduğu bu tür yazılarla İtilaf devletleri Ermeniler tarafından ağır tahrik altında tutulmaktadır. Bu yazının sadece tarihine bakıldığında dahi, Ermenilerin nasıl “yaygara” yaptıkları açıkça ortadadır. Zira bu tarihte Osmanlı devleti Mondros Mütarekesi’nin ağır şartları altında inlemektedir ve Kafkasya’da ve Ermenistan’da zaten herhangi bir askerî birliği dahi bulunmamaktadır. Bu yaklaşımlar, Ermenilerin sadece tahrik ve hakaretle değil, tarihi çarpıtmak suretiyle, siyasî ve askerî emellerine ulaşma amaçlarını gözler önüne sermektedir. Bahsi geçen bu son makale, Kafkasya merkezli çıkan bir gazete vasıtasıyla yapılan Ermeni propagandasını ve gazetenin yayın amacını net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Trans-Caucasian Post gazetesinin başmakaleler dışındaki önemli kısımları ve yazılarından bahsetmek, gazetenin içeriği ve yayın politikası hakkında, yukarıdaki bilgileri tamamlayıcı nitelikte olacaktır. Pekçok yazıda Türkler batılı büyük devletlere şikayet edilmekte ve Mavi Kitap olarak bilinen “Türk düşmanı” kitaptan sık sık alıntı yapılarak, bu düşmanlık körüklenmektedir (The Trans-Caucasian Post, February 21, 1919, No. 1). “Müttefik Kıtalarında Ermeniler” adlı yazı, İtilaf devletlerinin de Ermenilere birşeyler borçlu olduklarını hatırlatmakta, “Memleketimizdeki İngilizler” adlı yazıyla Kafkasya’daki İngilizler şöyle selamlanmaktadır: “Ermeni halkının geçmiş ve gelecekteki ümitleri, müttefiklerindedir. Arkadaşlarımızı karşılamaktan memnunuz!” (The Trans-Caucasian Post, February 25, 1919, No. 2). Üçüncü nüshada, Amerikan gıda yardımının Ermeniler için taşıdığı önem vurgulanmakta ve Kafkasya’da Ermenilerle ilgili diğer gelişmelere değinilmektedir (The Trans-Caucasian Post, February 28, 1919, No. 3). Gazetede Paris Barış Konferansı ve Ermenilerle ilgili pekçok habere yer verilmekte ve İstanbul ve Kafkasya’daki diğer gazetelerden yapılan alıntılar aktarılmaktadır (The Trans-Caucasian Post, March 4, 1919, No. 4). Savaş boyunca Ermeni kayıpları, gazetenin üzerinde durduğu diğer önemli bir konudur. Bu kayıpların ise “kimden” karşılanacağı, gazetenin her sayfasında tek cevap bulmaktadır: Osmanlı devleti. Bu nedenle 5. Sayıdan itibaren gazetede Rus İnkılabı’ndan sonra Kafkasya’daki olayların özetle bir dökümü yayınlanmaya başlamıştır ve bu yazı dizisi birkaç sayı devam edecektir (The Trans-Caucasian Post, March 7, 1919, No. 5). Ermenilere yönelik Amerikan yardımı, bazı nüshaların ana gündem maddesini oluşturmayı sürdürmektedir (The Trans-Caucasian Post, March 11, 1919, No. 6). Bir başka nüshada Gürcistan’ın Ermeni Cumhuriyeti’ni tanımasıyla ilgili bilgilerin ötesinde, Kafkasya’da Ermenilerin güçlü duruma getirilmesi hususu işlenmektedir (The Trans-Caucasian Post, March 15, 1919, No. 7). 8. Nüshada, Londra Başpiskoposu’nun İstanbul’u ziyareti sırasında Ermeni bayrağını kutsamasına geniş yer ayrılmış, yine bu nüshada Osmanlı Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın Ermenileri imha etme düşüncesiyle ilgili bir belgeye değinilmektedir (The Trans-Caucasian Post, March 19, 1919, No. 8). İngiliz ordusundaki gönüllüler konusunun işlenmesiyle, Ermeniler yine gündeme getirilmekte ve Paris Barış Konferansı’nda Ermenilerle ilgili gelişmelere geniş yer ayrılmaktadır. Kafkas basınından alıntılarla, Ermenilerin zor durumu gazete sayfalarında sık sık işlenmektedir (The Trans-Caucasian Post, March 22, 1919, No. 9). Ele alınan son nüshada, Ermenistan ile ilgili İtilaf devletlerinin kurmuş oldukları komite hakkında bilgiler mevcuttur. Yine bu nüshada Türkiye’deki Ermenilerin zor durumlarıyla ilgili birtakım bilgiler sunmakta ve özellikle İngilizlerin dikkatleri çekilmektedir.

İçeriğinden de anlaşıldığı üzere, Trans-Caucasian Post gazetesi, Dünya Savaşı’nın İtilaf devletleri lehine sonuçlanmasından ve Kafkasya’da Rusya ve Türkiye’nin olmamasından istifadeyle, Ermeniler tarafından yayınlanan bir gazetedir. Bu gazete, İngiliz kontrolüne giren Kafkasya’nın önemli şehirlerin birinde, Tiflis’te İngiliz dilinde çıkartılıp, Ermenilerin Kafkasya’daki bilhassa arazi taleplerini, onların dilinde, onlardan talep etmektedir. Yine Tiflis’te İngilizce yayınlanan ve Gürcülerin taleplerini dile getiren The Georgian Mail ve The Georgian Messenger gazetelerini de burada zikretmek gerekir. Ermeni talepleri Tiflis’ten duyurulmakla birlikte, gazetenin hedef kitlesi Avrupa kamuoyudur. Bu amaca ulaşmak için yayınlanan hem makaleler ve hem bu yöndeki haberler, bu gazetenin başlıca propaganda yöntemini oluşturmaktadır. Bu haber ve yorumlardan, gazetenin tüm yayın politikasının Ermenilere Kafkasya’da büyük kazanımlar elde etmek için İtilaf devletleri ve özellikle İngilizlerin dikkatlerini çekme esasına dayandığı ve bunun için de asıl hedefin Osmanlı devleti olduğu rahatlıkla anlaşılmaktadır. Özellikle İngiltere’nin Rusya ve Türkiye’nin yokluğunda, savaşın galibi ve diğer devletler üzerindeki söz sahibi konumu göz önüne getirilirse, Ermenilerin böyle bir propaganda gazetesini, neden Tiflis’te ve neden İngilizce olarak yayınladıkları daha iyi anlaşılabilir. İngilizlerin Kafkasya’daki hakimiyetinin çok sınırlı bir zaman için olduğu göz önüne alınırsa, Ermenilerin bu amaçlarının sadece düşüncede kaldığını anlamak zor olmayacaktır. Trans-Caucasian Post gazetesi, bir Ermeni propaganda gazetesi olarak tozlu raflardaki yerini almıştır.

Açıklamalar

[1] Batı kaynaklarında “Six Armenian Vilayets”, Osmanlı literatüründe ise Vilâyât-ı Şarkıye/Vilâyât-ı Sitte denilen ve Erzurum, Van, Diyarbakır, Bitlis, Elazığ ve Sivas vilayetlerinin oluşturduğu saha, Ermeniler tarafından “Batı Ermenistan” veya “Türk Ermenistanı” ibaresiyle zikrediliyordu.

Kaynakça

The Trans-Caucasian Post, February 21, 1919, No. 1

The Trans-Caucasian Post, February 25, 1919, No. 2

The Trans-Caucasian Post, February 28, 1919, No. 3

The Trans-Caucasian Post, March 4, 1919, No. 4

The Trans-Caucasian Post, March 7, 1919, No. 5

The Trans-Caucasian Post, March 11, 1919, No. 6

The Trans-Caucasian Post, March 15, 1919, No. 7

The Trans-Caucasian Post, March 19, 1919, No. 8

The Trans-Caucasian Post, March 22, 1919, No. 9

The Trans-Caucasian Post, March 26, 1919, No. 10

© 2024 - Marmara Üniversitesi