Propaganda ve özellikle basın yoluyla propaganda, belli bir coğrafyada yaşayan insanlar üzerinde etki yaratmak ve istenilen fikirleri yaymak amacıyla öteden beri kullanılan en etkili yöntemlerden birisidir. Propaganda, belli hedef gruplarının düşünce, inanç, tutum ve davranışlarını etkilemek maksadı güden haber, bilgi ve özel dokümanların kitle iletişim araçları yardımıyla plânlı ve devamlı olarak dağıtılma işlemidir (İlter, 1994, s. 3). Çok eski dönemlerden beri kullanılmakta olan propaganda, asıl terakkiyatını özellikle XX. yüzyıldaki gelişmelere borçludur (Berkes 1942, s. 3).
Belli aralıklarla yayınlanan dergiler, bir tarih araştırıcısı için en önemli başvuru kaynaklarındandır. Onlar, yayınlandıkları dönem için son derece önemli bilgiler ihtiva ederler. Batı dünyasında Ermenilerle ilgili pek çok dergi yayınlanmıştır ki, The Armenian Review, Ararat, Armenia, Armenie, Anglo-Armenian Gazette, New Armenia, Armenian News ve The Oriental World, bunların en çok bilinenlerindendir. Bu yazının konusunu oluşturan yayın organı ise, Amerika Birleşik Devletleri’nde 1917 ile 1919 yılları arasında neşredilmiş olan The Armenian Herald (TAH) adlı dergidir.
TAH, ABD’de Mart 1917’de kurulan Armenian National Union of America adlı kuruluş tarafından çıkartılmıştır ve onun yayın organıdır. İlk nüshası, Aralık 1917’de neşredilen ve normal kitap boyutunda yayınlanan derginin ilk nüshasından başlayarak (TAH, December 1917), son üç sayıya kadar neşredilen nüshaları genellikle 54-60 sayfa olarak çıkartılmıştır (TAH, September 1918). Son üç sayı ise, birlikte ve 120 sayfa şeklinde neşredilmiştir (TAH, February-March-April 1919). TAH’ın Aralık 1917’den Kasım 1918’e kadar yayınlanan ilk 12 nüshası I. Cildini (TAH, December 1917), Aralık 1918’den Nisan 1919’a kadar çıkartılan son 5 nüsha ise II. cildini oluşturmaktadır. Yaklaşık olarak 1.5 yıllık bir evreyi kapsayan TAH ciltlerinin birincisi 672 (TAH, November 1918) ve ikincisi ise 240 sayfadan oluşmaktadır (TAH, February-March-April 1919).
Boston’da neşredilen derginin sorumlu müdürlüğünü ve editörlüğünü, ANUA’nın da kurucularından olan Miran Svazlyan yapmıştır. Derginin her nüshasının ön kapağında dergi dahilindeki yazıların adları ve yazarları, ön kapağın içinde, o nüshadaki yazarların özgeçmişleri vardır. ANUA’nın amblemi de derginin ön kapaklarının alt kısmında yer almaktadır (TAH, December 1917). Derginin ikinci cildinin başlangıcında Amerikan Başkanı Wilson’a ait olan şu söz de dikkat çekmektedir: “En zayıfın menfaati, en güçlünün menfaati kadar mukaddestir” (TAH, October 1918; December 1918). Ermeniler, burada vurguyu tabiatıyla kendilerine yapmaktadırlar.
TAH’ın temel bilgilerinden sonra yayın amacı ve içeriğine değinmek, Türkiye ve Türk düşmanlığı konularında, Amerika’daki Ermenilerin ne kadar radikal ve keskin düşüncelere sahip olduklarının göstermesi bakımından önemlidir. İlk sayının kapağındaki renkli Türkiye haritasının sınırları dikkat çekicidir. Bu, derginin dayandığı yegâne temelin “Türk düşmanlığı” olduğunu, daha ilk sayının, ilk sayfasında ispatlamaktadır. Bu haritada; Samsun-Adana hattının doğusunun tamamı, Kafkasya ve İran sınırına kadar “Armenia” olarak adlandırılmış ve farklı bir renkle tasvir edilmiştir (TAH, December 1917). Editör (Svazlyan) tarafından kaleme alınan ilk sayıdaki başmakale incelendiğinde, durumun Türkiye açısından kesp ettiği vahamet, kendisini daha net bir şekilde göstermektedir. “Var Olma Nedenimiz” adlı bu başmakale, TAH’ın ne amaçla neşredildiğini ve içerdiği Türk düşmanlığının boyutlarını ortaya koymaktadır. Hakaret katsayısı yüksek olan bu yazının anahatları aşağıya dercedilmiştir:
Muhtelif şartların hepsi birden, Ermenilerin ve Ermeni Meselesi’nin özel bir önem kazanmasına neden oldu. Son yirmi yılın trajik olayları, bütün Ermenistan’ı kapsayan masum kadın ve çocuklara yönelik olarak Türk askerinin yaptığı kötü muamele, Ermenilerin büyük bir kısmının Suriye ve Mezopotamya çöllerine gaddarca sürülmesi ve sözüm ona Türk devlet adamları tarafından kabul edilen yöntemler ki, bunlar, 1878 Berlin Antlaşması’yla Ermeni Meselesi’ni, Osmanlı Devleti’nin tarihî, sınaî, ilerlemeci ve barışcıl Ermeni unsurunu imha ederek çözüme kavuşturmuşlardı. Bu sayılan gerçeklerin hepsi, yalnız medenî dünyanın vicdanını harekete geçirtmekle kalmayıp, aynı zamanda güvenilir bilim adamı Prof. Freeman’ın kırk yıl önce söylediği şu sözleri de haklı çıkardı: “Türk hükümeti diye bir şey yok, sadece aynı isimle anılan örgütlü bir eşkıyalık sistemi var”. Bazıları Türk hükümetini, cehennemî memleketlere benzetmektedir.
Birbirini izleyen Türk hükümetlerinin Kırım savaşından itibaren yaşlı ve genç Türklerin suç organizasyonlarından başka bir şey yapmadıkları ve Ermeniler düşünüldüğünde 1854 Paris Kongresi’nden beri onların devlet adamlarının Ermenileri katletmelerine dair olan politikaları kesin delillerle ortaya konulmuştur. Geçen yıl Britanya hükümetinin himayesinde basılan Lord Bryce’ın dev eseri (Blue Book), son dönemdeki sürgünleri ve sözle ifade edilemeyecek korkunçlukları, 1894-1896 yılları arasında ‘büyük katil Sultan Hamid’ ve onun değerli halefleri olan Genç Türkler tarafından uygulanan davranış silsilelerini ortaya koymaktadır. Dünya Savaşı’nın arefesinde Türkiye’nin, yönettiği ülkeleri yıkım ve harabeye çevirmesine izin verilmesine bir süre inanamadık. Başkan Wilson’ın Kongre’ye sunduğu çığır açan raporu, ezilmiş insanlığın özgürlüğü için ordulara çağrı yaptı ve hiçbir şey ‘Türk zorbalığına’ maruz kalan Ermeniler arasında daha büyük bir yankı uyandırmadı. Britanya Dışişleri Bakanı Mr. Balfour, “Ermenistan’daki Türk hâkimiyetinin” acilen sonlandırılması gerektiğine dair daha önce yaptığı açıklamasını geçen hafta yineledi…
“Bu derginin ana hedefi, ne sadece Ermenilerin maruz kaldığı tarif edilemez zulümler konusunda Amerikan ve İngiliz kamuoyuna gerçek bir bakış açısı sağlamak, ne de derginin sayfalarını katliam ve kan hikâyeleriyle doldurmaktır. Amaç, özellikle Amerikalı okuyucular için bu aşamada Ermenilerin ahlakî, zihnî ve millî isteklerini bilinir kılmaktır. Hedefimiz ayrıca, Ermenilerin tarihi, edebiyatı ve medeniyetiyle ilgili olarak çok az bilinen bilgileri ve Ermenilerin uzun tarihleri boyunca özgürlük ve insanlığa yaptıkları büyük hizmetleri ortaya koymaktır. Buradaki bölümlerin bazıları dikkatle okunarak, bu şehit, ancak boyun eğmez milletin ilerlemeci eğilimlere ve daha iyi bir geleceğe kavuşacağını umuyoruz. Tarihleri, liberal ve demokratik eğilimleri vasıtasıyla ortaya koydukları bilgi, Ermeniler hakkındaki sempatiyi artıracaktır. Ermenilerin iddiaları sadece uluslararası antlaşmalarda değil, ayrıca insanlık, adalet ve milletlerin prensipleri temelinde yer alacaktır” (TAH, December 1917). Bu yazı, derginin yayınlanmasındaki başlıca hedefini ve ana ilkelerini ortaya koymaktadır. Amaç, “zalim Türk-mağdur Ermeni” imajının Batı dünyasında gündeme getirilmesi ve gündemde tutulmasıdır. Yazının hemen her cümlesinde Türkleri ve Türkiye’yi karalayıcı ve aşağılayıcı ifadelerin bulunması, bu düşünceyi doğrulamaktadır.
TAH’ın içeriğini oluşturan başmakale, makale, editöre mektup, şiir, edebî metinler, daha önce yayınlanmış çeşitli kitaplardan alınan Ermeni tarihine ait metinler ve ayın gelişmeleri kısımlarına ait yazıların genel bir dökümünü vermek, derginin içeriği hakkında daha net bilgilere ulaşılmasını ve gerçek kimliğinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır:
Dergi ciltve sayı numarası | ToplamYazı
Sayısı |
Türkiye ile ilgili yazı sayısı | Başmakalenin Türkiye ile ilgili olup-olmadığı | |
I/1 | 12 | 10 | ilgili | |
I/2 | 11 | 9 | ilgili | |
I/3 | 11 | 9 | ilgili | |
I/4 | 7 | 7 | ilgili | |
I/5 | 8 | 7 | ilgili | |
I/6 | 9 | 9 | ilgili | |
I/7 | 8 | 7 | İlgili | |
I/8 | 7 | 7 | İlgili | |
I/9 | 7 | 7 | İlgili | |
I/10 | 9 | 8 | İlgili | |
I/11 | 7 | 7 | İlgili | |
I/12 | 9 | 9 | İlgili | |
II/1 | 7 | 7 | İlgili | |
II/2 | 7 | 7 | İlgili | |
II/3-4-5 | 17 | 15 | İlgili | |
Genel Toplam | 15 | 136 | 125 | 15 |
Tablo incelendiğinde, TAH’ın içeriği ve yayın politikası hakkında çok daha net bilgilere ulaşılmaktadır. Derginin öyle Ermeni tarihi, edebiyatı, medeniyeti vs. şeylerle fazla ilgilenmeden, asıl amacının “Türk düşmanlığı yapmak” olduğu ortadadır. Derginin idarecileri, Ermenilerin çok masum insanlar olduğunu, Ermeni meselesinde kendilerinin hiçbir suçları bulunmadığını, 1915 tehcir kararının alınmasında bile Ermenilerin haksızlığa uğratıldığını, böyle bir kararın tamamen Osmanlı hükümetinin keyfî tutumuyla ve Ermeni ırkını yok etme düşüncesinin sonucunda alındığını, hiçbir tereddüt göstermeden, tamamen masum bir tavır takınarak dile getirmeye ve Batı kamuoyunu da kendileri gibi düşündürmeye yönlendirmede hiç tereddüt göstermemişlerdir. Dergide yer alan toplam 136 yazının neredeyse tamamına yakını olan 125 adedi Türkiye ve Türk düşmanlığı hakkındadır. Bu rakam, matematiksel olarak % 92’dir. Öyle ki, 4, 8, 9, 11. sayı ile II. cildin 1 ve 2. sayılarının tamamı Türkiye ve Türk düşmanlığına ayrılmıştır. Başmakalelerdeki durum daha da çarpıcıdır. Zira bu yazıların tamamı doğrudan Türkiye’yi hedef almakta, Batı kamuoyuna Türkleri ve Türkiye’yi karalayıcı, hedef gösterici ve nefret uyandırıcı bir tarzda tanıtmaktadır.
Şubat 1918 tarihli nüshasında, “Ermeni Meselesi’nin Yegâne Çözümü” başlığıyla yayınlanan başmakalede, çözümün sadece ABD Başkanı Wilson’da olduğu vurgulanmakta ve kendisinden Kafkasya’dan Karadeniz ve Akdeniz’e uzanan bağımsız bir Ermenistan devleti talep ediliyordu (TAH, February 1918). Bu satırların, 2.5 yıl sonra 1920 Ağustos’unda Sevr’de hemen hemen aynıyla gerçekleşmiş olması, basın yoluyla sürekli olarak dile getirilmiş olan düşüncelerin ve yapılan propagandaların, ABD nezdindeki etkilerine verilebilecek güzel bir örnektir.
TAH’ın Mart 1918 tarihli başmakalesini, “Blue Book” adlı kitabıyla tanınmış olan James Bryce’ın mesajı oluşturmaktadır. Blue Book adlı kitapla Ermenileri Batı kamuoyunda mağdur olarak tanıtmış olan James Bryce, onlara olan desteğini sürdürüyor, Transkafkasya’da bulunan Ermenilere mutedil olmalarını ve Gürcülerle işbirliğini tavsiye ediyordu. Zira Rusya savaştan çekilmiş ve bu bölgeler Türkiye ile baş başa kalmışlardı. Bu aşamada Amerika Birleşik Devletleri’nin gönlünü almayı da ihmal etmeyen Bryce’ın yegâne hedefinin, doğuda bir Ermenistan oluşturulması için, Türkiye’nin sonuna kadar karalanmaya devam edilmesi olduğu anlaşılıyordu (TAH, March 1918).
Nisan 1918 tarihli nüshadaki “Ermeni Meselesi’nde Yeni Safha” adlı yazı, sitemlerle doluydu. Bu yazıdaki Ermeni kırgınlık ve küskünlükleri, Rus İhtilalleri yüzünden Transkafkasya’dan çekilmek zorunda kalan Sovyet hükümetine yönelikti. Onlar kendilerini yalnız bırakmışlardı. Artık tüm ümitler Batıya bağlanmıştı. Derginin burada Türk kelimesini tarif ederken, “unspeakable” kelimesini kullanması herhalde tesadüf değildir (TAH, April 1918). “Tarif edilemez kadar korkunç, iğrenç” anlamına gelen bu kelime, çok düşündürücü ve Ermenilerdeki nefretin hastalık boyutlarında olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
TAH’ın Mayıs 1918 tarihli nüshasında, “Ermeni Millî Delegasyonu Tarafından Medenî Dünyaya Yapılan Müracaat” adıyla yayınlanan yazıda, Rusların çekilmesiyle Türk tehdidine maruz kalan Türk Ermenistanı’nın, çok geç olmadan uygar dünya tarafından kurtarılması amacıyla Ermeni delegasyonu tarafından Batı dünyasına yapılan başvuruyu konu almaktaydı (TAH, May 1918).
Türkiye için en sert yazılardan birisi Haziran 1918 tarihlidir. “The Unspeakable Turk” adıyla neşredilen bu başmakalede, özetle şu ifadeler yer almaktadır: “Bir daha asla “tarif edilemeyecek kadar korkunç olan Türk”e Ermenistan’ın mukaddes topraklarını kirletme izni verilmeyecek. Biz Amerika Birleşik Devletleri ve Batı kamuoyunun bu fikri desteklediğini biliyoruz. Türk hegemonyası geçmişte kalmalıdır… Amerika ve müttefik ülkelerdeki bazı bilgisiz insanlar, savaştan sonra Ermeni nüfusunun Türk yönetimi altında kalmasını, yapılacak reformlarla durumun düzeltilebileceğini ifade ediyorlar. Allah’tan böyle düşünenlerin sayısı çok az. Zaten böyle düşünenler Türk Tarihi’ni bilmeyenler ve değerlendirmeye de cesaret edemeyenlerdir” (TAH, June 1918). Ermeniler böyle davranarak, Ermenistan devletinin Türkiye karşısında yalnız kalmasını engellemeye ve Türkleri dünya kamuoyuna “insanlık dışı bir yaratıkmış” gibi takdim etmeye çalışıyorlardı.
Ağustos 1918 tarihli nüshasında yayınlanan “Türk Makyavelizmi” adlı yazı, Türkiye’yi ve Türk Milleti’ni en ağır bir şekilde suçlayan en dikkat çekici yazılardan birisidir. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Ermeni propagandasının ulaştığı noktayı göstermesi açısından da son derece önemlidir. Türkiye’nin 1918 yazında Kafkasya dahilinde gerçekleştirdiği faaliyetleri Makyavelci bir bakış açısıyla açıklayan başmakaleye göre, Türkler bölgede otoriteyi ele geçirmek için her yolu mübah saymaktaydılar (TAH, August 1918).
TAH’ın Kasım 1918 tarihli nüshasının başyazısı, “Ermeni Özgürlük ve Bağımsızlığı” idi. Dünya Savaşı’nın sona erme aşamasında kaleme alınan bu yazı, Osmanlı devletinin mağlup edilmiş olmasının da vermiş olduğu rahatlıkla, özetle şu şekilde kaleme alınmıştır: “Eski dünya öldü ve dört yıl süren ve dünyayı tahrip eden korkunç savaştan yeni bir dünya doğacak. Versay’da toplanacak olan barış konferansının önemli konularından birisi de, Ermeni bağımsızlığıdır. Ermeni Meselesi, Wilson’un ortaya koyduğu prensiplerle çözülmeli. 50 yıldan beri tartışılan bu mesele artık çözüme kavuşturulmalıdır. İtilaf devletleri savaşın sonunda, daha önce verdikleri sözden vazgeçmemelidirler. Ermenistan da Polonya gibi yekvücut ve ayrılık kabul etmezdir. İstikbaldeki Ermeni devleti, haklı olarak Rusya, İran ve Türkiye Ermenistanı’nı Kafkasya’dan İskenderun körfezine kadar içine almalıdır. Zira bu arazi tarihî ve etnolojik temellerle Ermenistan olarak adlandırılmaktadır” (TAH, November 1918). Savaşın sonunun göründüğü bu dönemde, Ermeniler artık bayram havasındadırlar.
Ocak 1919 tarihli “Ermenistan’ın Özerkliği” adlı başmakalede, “Ermenilerin faziletleri ve Türklerin kötülükleri”yle ilgili şu ilginç ifadeler mevcuttur: “Dünyada Ermeniler kadar sempati duyulan başka bir millet yoktur. Savaş başlamadan önceki yıllarda bir miktar Ermeni çeşitli zamanlarda Türklerce katledildiler. Dünya Tarihi’nin en kanlı sayfaları bile, böyle yardımsız kalmış başka bir millet görmemiştir” (TAH, January 1919). Ermeniler kendilerini dünyanın en sempatik milleti olarak uluslararası kamuoyuna takdim ediyorlar, barış konferansının toplanması arefesinde propagandalarını en üst seviyeye çıkarmaya çalışıyorlardı.
Kasım 1918 tarihli nüshada yer alan “Türkiye Ölmeli” adlı yazı, Diana Agabeg Apcar tarafından kaleme alınmış, Türkiye’ye yönelik hakaret ve nezaket kavramlarında sınır kalmamıştır. Türklerin medeniyete hiç katkı sağlamadıklarını, bulundukları coğrafyalarda yakıp-yıkmaktan başka hiçbir faaliyette bulunmadıklarını, onların en önemli özelliklerinin katliam ve yağma olduğunu, bunu Hıristiyan topluluklar üzerinde hep gösterdiklerini ve Hıristiyan hükümetlerin ise, onların bu hareketleri karşısında hep sessiz kaldıklarını ve bütün bu nedenlerden dolayı ölmesi gerektiğini savunan bu yazı, “Türk düşmanlığı başyapıtı” niteliğindedir.
The Armenian Herald dergisinin incelemesinden anlaşılmaktadır ki, yüzyıllardır birlikte yaşamış olan Türkler ve Ermeniler, XIX. yüzyılın son çeyreğinde suni olarak estirilmeye başlanan büyük devletlerin politik rüzgârları sonucunda yollarını ve kaderlerini ayırdılar. Ermeniler bu ayrılıkta bir an dahi tereddüt etmediler ve kendilerini derhal büyük devletlerin emin kollarına bıraktılar. Ama onlara güvenerek, Türkiye ile uğraşmayı bırakmadılar. Aradan geçen yaklaşık olarak birbuçuk asırlık dönemden sonra, bugün Ermeniler hala bir mesele olarak anılıyorlarsa, bunda propaganda başarısının yeri görmezlikten gelinemez. Onlar, dünya ve özellikle Amerika kamuoyuna yönelik olarak “mağdur ırk” oyununu sergilemede, basının gücünden en etkin bir şekilde faydalandılar. TAH Ermenilerin bu propaganda gücünü artıran yayın organlarından sadece birisi oldu. Yayınlandığı yaklaşık olarak 1.5 yıllık bir evrede, Türkiye’nin imajının kötü olarak tanınmasına, bu derginin de önemli katkıları olduğu şüphesizdir.
Berkes, Niyazi, Propaganda Nedir?, Ankara, 1942.
İlter, Erdal, Ermeni Propagandasının Kaynakları, Ankara, 1994.
The Armenian Herald, December 1917, Volume: I, No. 1.
The Armenian Herald, January 1918, Volume: I, No. 2.
The Armenian Herald, February 1918, Volume: I, No. 3.
The Armenian Herald, March 1918, Volume: I, No. 4.
The Armenian Herald, April 1918, Volume: I, No. 5.
The Armenian Herald, May 1918, Volume: I, No. 6.
The Armenian Herald, June 1918, Volume: I, No. 7.
The Armenian Herald, July 1918, Volume: I, No. 8.
The Armenian Herald, August 1918, Volume: I, No. 9.
The Armenian Herald, September 1918, Volume: I, No. 10.
The Armenian Herald, October 1918, Volume: I, No. 11.
The Armenian Herald, November 1918, Volume: I, No. 12.
The Armenian Herald, December 1918, Volume: II, No. 1.
The Armenian Herald, January 1919, Volume: II, No. 2.
The Armenian Herald, February, March, April 1919, Volume: II, No. 3, 4, 5.[:en]
Berkes, Niyazi, Propaganda Nedir?, Ankara, 1942.
İlter, Erdal, Ermeni Propagandasının Kaynakları, Ankara, 1994.
The Armenian Herald, December 1917, Volume: I, No. 1.
The Armenian Herald, January 1918, Volume: I, No. 2.
The Armenian Herald, February 1918, Volume: I, No. 3.
The Armenian Herald, March 1918, Volume: I, No. 4.
The Armenian Herald, April 1918, Volume: I, No. 5.
The Armenian Herald, May 1918, Volume: I, No. 6.
The Armenian Herald, June 1918, Volume: I, No. 7.
The Armenian Herald, July 1918, Volume: I, No. 8.
The Armenian Herald, August 1918, Volume: I, No. 9.
The Armenian Herald, September 1918, Volume: I, No. 10.
The Armenian Herald, October 1918, Volume: I, No. 11.
The Armenian Herald, November 1918, Volume: I, No. 12.
The Armenian Herald, December 1918, Volume: II, No. 1.
The Armenian Herald, January 1919, Volume: II, No. 2.
The Armenian Herald, February, March, April 1919, Volume: II, No. 3, 4, 5.