Ermeni meselesinde İttihat ve Terakki cemiyetinin iktidara gelmesiyle yeni gelişmeler olduğu, bu partinin söz konusu meseleye toplu ve kesin bir son vermek amacıyla tehcir uygulamasına giriştiği, üzerinde en çok durulan ve türlü spekülatif bilgi birikimine yol açan konuların başında gelir.
Aslında II. Abdülhamit yönetimini devirebilmek için yurt dışındaki Genç Osmanlılar ile başta Taşnaklar olmak üzere Ermeni komitelerinin işbirliği yaptıkları bilinen bir husustur. Nitekim 1902 yılında Paris’te toplanan Genç Osmanlı kongresi, başkan olan Prens Sabahattin’in açış konuşmasıyla başlamıştı. Kongrenin başkan yardımcılıklarına bir Ermeni ve bir Rum seçilmiş, bunların yanında Türk, Arap, Arnavut, Çerkez, Kürt, Yahudi gibi Osmanlının bütün tebaasından delegeler de kongreye katılmışlardı.
Ermeniler, kongre sonunda Meşrutiyet’in yürürlüğe konması yolunda Osmanlı liberalleri ile ortak faaliyetlere girişmenin yanında, kendi özel faaliyetlerini devam ettirmek istediklerini de ortaya koymuşlardı; Türkiye’nin birlik ve varlığına karşı değil de, siyasal iktidara karşı kendi özel eylemlerini sürdüreceklerini ve Berlin Antlaşması’nın 61. maddesiyle, 11 Mayıs 1895 muhtırasının ve ekinin ve Fransız hükümetine sundukları muhtıraların uygulanmasını amaçladıklarını bildiriyorlardı.
Prens Sabahattin ve çevresindeki “Adem-i Merkeziyetçiler”, Ermenilerin muhtariyet isteklerini kabullenmekteydi. Ahmed Rıza ve arkadaşları ise bunu ihanet olarak değerlendiriyordu. 1902 kongresinde merkeziyetçileri temsil eden Ahmed Rıza, Prens Sabahattin’in “Adem-i Merkeziyetçi” politikasına büyük suçlamalarda bulunmuş (Petrosyan, 1974, s. 217, 218; Aksin, , İstanbul 1987, s. 43, 44.) ve Prens Sabahattin’den kopmuştu.
27-29 Aralık 1907’de Paris’te toplanan II. Jön Türk kongresine, Ahmed Rıza, Prens Sabahattin ve Ermeniler adına da Taşnaksütyun komitesinden Malumyan temsilci olarak katılmışlardı. Kongre sonucu yayınlanan deklarasyonda; Padişahın tahtan indirilmesi, meşruti ve temsili bir hükümet kurulması, ve bu hedefe varmak için, şiddet de içinde olmak üzere her yola başvurulacağı bildirildi. Baskıya karşı silahla direnme yapılacak, vergi ödenmeyecek, propaganda araçları kullanılacak, bunlardan sonuç alınmadığı takdirde büyük çaplı bir isyana gidilecekti. Ahmed Rıza, Ermenilerin, Müslümanların kendilerinin Doğu Anadolu’da kullandıkları yöntemi kullandıklarını söylemelerine tepki olarak Prens Sabahattin ile bir kez daha bozuşarak eski durumuna döndü (Stanford J. Shaw-Ezel Kural Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, İstanbul 1983, s, 322). Ahmed Rıza’nın ihtilalciliğin tedhişçiliği mutlaka içermediği görüşünde olduğu ve Ermeni tedhişçilerinin yöntemlerini tasvip etmediği anlaşılıyordu (Sina Akşin, Jön Türkler ve İttihat ve Terakki, s. 68).
Ermeni komitecileri, Genç Osmanlı ile Osmanlı’ya meşrutiyeti getirmek uğrunda yaptıkları işbirliğinde samimi değillerdi. Ermeniler, Jön Türkleri ve Meşrutiyet’i bağımsız bir Ermenistan’a gidecek yolda bir atlama taşı olarak görüyorlardı.
II. Meşrutiyetin ilanından sonra Ermeni komitelerinin yasal hale gelmesiyle, özellikle Taşnaksütyun ve Hınçak komiteleri açıktan açığa faaliyetlere başlamışlardır.
Jön Türk devriminden sonra Osmanlı’da dört Ermeni siyasi partisi faaliyet göstermekteydi: Marksist Taşnaksütyun, Sosyal Demokrat Hınçak Partisi, Anayasal Ramgavar Partisi ve Veragazmyal Hınçak Partisi.
İttihatçılar ise ülke içindeki pozisyonlarını güçlendirmek için ilk dönemlerde Ermeni siyasi partileri ile işbirliği yapmaya çalışmıştır. Özellikle Taşnaksütyun ve Sosyal Demokrat Hınçak Partisiyle ilişkilerini geliştirmeye çalışan İttihatçılar, Ermeni toplumu içinde dikkate değer bir yer edinememiş olan Anayasal Ramgavar ve Veragazmyal Hınçak Partisi ile olan ilişkilerini fazla geliştirmemiştir (Arsen Avagyan, Gaidz F. Minassian, Ermeniler ve İttihat ve Terakki, İşbirliğinden Çatışmaya, İstanbul 2005, s. 49).
Meşruti düzenin kurulması Ermeni komitelerinin programlarında değişiklik yapmalarına da yol açan bir olguydu. Yeni döneme ayak uydurmuş görünen Ermeni komiteleri, ihtilalci emel ve faaliyetlerini bir tarafa bırakarak Meşrutiyet rejimine destek olmaya karar verdiklerini açıklamışlardır. Ağustos ayında, İstanbul’da Ermeni Devrimci Federasyonu ve Osmanlı Devrimcileri arasında dayanışma gösterileri yapılmıştır. Ermeni İhtilal Federasyonu’nun (Taşnak) Rusyalı sözcüsü Aknuni yaptığı açıklamada: “Taşnakzaganların en önde gelen görevlerinden birinin de, Osmanlı Anayasa rejimini korumak, Osmanlı uluslarının birbirleriyle birleşmelerini sağlamak, İttihat ve Terakki ile işbirliği yapmaktır” demiştir (Sonyel, 1988, s. 5).
Hınçak Komitesi Başkanı Kafkasya Ermenilerinden M. Sabahgülyan, 1908 yılı Ağustos’unda Beyoğlu’nda Surp Yervartyun kilisesinde yaptığı konuşmada “Hınçakların, artık ihtilal çalışmalarına son vererek tüm varlıklarıyla yurdun yükselmesi için çalışacaklarını” açıklamıştır (Salahi R. Sonyel, aynı eser, s. 5).
1909 Nisan’ında Adana’da meydana gelen olaylar İslam-Ermeni ilişkilerindeki yüzeyselliği gösteren en önemli delillerden biridir.
Adana olayları, 13 Nisan 1909’da, İstanbul’daki isyan (31 Mart Vakası) haberi geldiğinde başladı, 16 Nisan’da duruldu. Hareket Ordusu, İstanbul’daki isyanı bastırmak üzere başkente girdiği 25 Nisan’da, Adana’da çatışmalar yeniden başladı ve 27 Nisan’a dek sürdü. Hareket Ordusu İstanbul’daki isyanı bastırdıktan sonra hükümet Adana olaylarında zarar görenlere maddi yardımlarda bulundu ve olayları soruşturmak üzere bir komisyon oluşturdu. Sorumlular divan-ı harplerde yargılandı ve pek çok kişi asılarak cezalandırıldı. Asılanlar arasında yörenin önde gelenleri de vardı.
Bu olayları bir ikaz olarak değerlendiren İttihat ve Terakki Cemiyeti ile Ermeni Taşnaksütyun Komitesi işbirliği yaparak, elele çalışmaya karar verdi (Tanin, No: 365, 7 Eylül 1909; BOA. DH. MUİ., 2-2/76).
Adana olaylarından sonra, Sosyal Demokrat Hınçak Partisi İttihat ve Terakki Partisi’ne ve onun politikalarına karşı açık bir mücadele yürütmeye karar vermiş, ancak bunun hangi yollarla yürütülmesi gerektiği konusunda bir karara varmamıştır. Taşnaksütyun’un İttihat ve Terakki ile anlaşmasını tarihi bir hata olarak değerlendirmiş ve muhalefet konumunu sürdürmüştür (Avagyan, Minassian, s. 67).
Ermeniler Meclis-i Mebusan seçimlerinde genellikle İttihat ve Terakki Partisiyle işbirliği yapmışlar ve her dönemde rahatlıkla parlamentoda temsil edilmişlerdir. Ermeniler, 1908 yılında yapılan genel seçimlerde Rumlarla işbirliği yaparak ortak hareket etmişlerdir. Yine bu seçimlerde takip edilecek politikaları belirlemek ve çalışmalarda bulunmak üzere bir heyet oluşturmuşlar ve bir seçim beyannamesi hazırlamışlardır. Patrikhane Ermenilerin son karar merkezi olarak görevini sürdürmüştür (Recep Karacakaya, Meclis-i Mebusan Seçimleri ve Ermeniler (1908-1914), Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, (3) 2003, s. 127-142).
Ermenilerin büyük bir kısmı ve Taşnaksütyun Fırkası, İttihat ve Terakki Partisi ile işbirliği yapmış, sadece Sosyal Demokrat Hınçakyan Partisi, Hürriyet ve İtilaf Fırkası ile anlaşarak seçimlere girmiştir (Ali Birinci, Hürriyet ve İtilâf Fırkası, İstanbul 1990, s. 276).
Bütün bunlara rağmen İttihat ve Terakki Partisi ile Ermeniler arasında ilişkiler 1910 yılından itibaren bozulmaya başlamıştır. Taşnaksütyun ile İttihat ve Terakki Partisi’nin ilişkilerindeki değişim önce Taşnak basınının sayfalarında başlayan İttihat ve Terakki Partisi eleştirileri ile, ardından daha önce uygulanan Rus karşıtı politikalardan uzaklaşılması ve Rus temsilcilerle ilişki kurma girişimleri ile açığa çıktı (Arsen Avagyan, Gaidz F. Minassian, Ermeniler ve İttihat ve Terakki, s.66).
18 Temmuz 1912’de Taşnaksütyun Batı Bürosu’nun Osmanlı yurttaşlarına “Bağımsız bir parti olarak, başka hiçbir partiye bağlı olmadıkların” açıklayan, iktidara “Güvensizliği önleme, vergileri indirme, İslamcılıktan ve Türkçülükten vazgeçme, anayasal özgürlükleri güvence altına alma” çağrısı yapan bir bildiri yayımlayarak ittifaka bir son verildiğinin duyurulmasının ardından Taşnaksütyun ile İttihat ve Terakki arasındaki ilişkiler bitme noktasına gelmiştir (Arsen Avagyan, Gaidz F. Minassian, Ermeniler ve İttihat ve Terakki, s.189).
Aynı yılın sonlarına doğru Ermeni basınında İttihat ve Terakki aleyhine çok şiddetli yazılar çıkmaya başladı. Özellikle Jamanak ve Nor Aşklor‘da çıkan yazılar oldukça ağır suçlamalar içeriyordu. Nor Aşklar da İttihat ve Terakki’ye hücum ediyor, onu Ermenilere düşmanlıkla, Ermenileri tazyik etmekle, irticayla, milliyetçilikle, ittihad-ı islamcılıkla suçluyordu.
Anadolu vilayetlerindeki ıslahat meselesi gündeme geldiği zaman, Ermeni siyasi partileri büyük devletlerin önüne blok halinde çıkma zorunluluğu dolayısıyla bütün politik hesaplarını bir kenara bırakarak Ermeni reformları için tek cephe halinde hareket etmişlerdir (Avagyan, Minassian, s.130).
Anadolu vilayetlerinde yapılacak ıslahatla ilgili tartışmalar 1914 yılında yapılan Meclis-i mebusan seçimleriyle aynı döneme gelmiştir.
Ermeni siyasi partileri gerek siyasi ve milli meselelerde ve gerek mebusların seçilmeleri hususunda ittifak yaparak birlikte hareket etmeye karar vermişlerdir (Tanin, No:1784, 12 Aralık 1913).
Taşnaksütyun Komitesi sözcülerinden Aknuni, Stamboul gazetesinde yer alan bir demecinde; seçimlerin nisbi temsil üzerine yapılmasını ve Ermeni mebusların bizzat Ermeniler tarafından seçilmelerini istediklerini, İttihat ve Terakki’yi destekleyen Ermenilerin başka şekilde bir muameleye tabi tutulmaları gerektiğini, Ermeni mebuslarının seçilmesini Müslüman seçmenlerin iyi niyetine bırakmamak için Ermenilerin kendi mebuslarını kendilerinin seçmelerinin lüzumlu olduğunu, bazı Türkçe gazetelerin bu konularla ilgili şiddetli yazılar yazdığını ve haklarını meşru bir şekilde aradıklarını beyan etmiş, “Eğer bu gazeteler memleketlerine hürmet etmek istiyorlarsa meseleyi heyecanla değil soğukkanlılıkla ve ciddiyetle ele almalıdırlar” demiştir (Tanin, No:1782, 10 Aralık 1913). Burada dikkat çeken nokta Taşnaksütyun’un açıktan açığa İttihat ve Terakki’yi sözcüsü vasıtasıyla eleştirmesiydi.
Seçim çalışmaları esnasında Ermeniler de bir tavır değişikliği dikkat çekmiştir. Osmanlı hükümetiyle pazarlığa girmek istemişler, Ermenilere genel nüfus miktarı oranında Ermeni mebus verilmesini ve bu seçimlerin de Patrikhane vasıtasıyla Ermeniler tarafından yapılmasını istemişler, bu istekleri hükümet tarafından reddedilmiştir. Seçimlere katılmamayı koz olarak kullanmak isteyen Ermeniler, bundan da vazgeçerek seçimlere katılmışlardır (Recep Karacakaya, Meclis-i Mebusan Seçimleri ve Ermeniler, s. 135-140). Bu dönemde Rusya ve Almanya’nın önderlik ettiği Doğu Anadolu ıslahatı konusunda da son noktaya yaklaşılması, Doğu Anadolu’nun iki bölgeye ayrılarak başlarına iki Avrupalı valinin atanacağının kararlaştırılması, Avrupa’da Ermeniler lehine bir havanın oluşması, Ermenilerde bir tavır değişikliğine yol açmıştır.
24 Haziran 1914’te Sosyal Demokrat Hınçak Partisi’nin Osmanlı topraklarındaki III. Kongresi İstanbul’da yapıldı. Bu kongrede partinin 51 Türkiye şubesinden sadece 31’i temsil edilmişti. Gündemde Sosyal Demokrat Hınçak Partisi’ne baskı siyaseti uygulamakta olan İttihat ve Terakki Partisi’ne yönelik tutum ile öz-savunmanın hangi araçlarla yapılacağı vardı. Ağustos ayı sonlarına kadar çalışmalarını sürdüren kongrede silahlı örgütlerin örgütlenmesi Ermeni halkının ana hedefi olarak kabul edilmiştir (Avagyan, Minassian, s. 132).
Taşnaksütyun Komitesi de gelişen olayları değerlendirmek ve muhtemel bir Osmanlı-Rus harbinde alacakları tavrı kararlaştırmak için 8. genel kongresini Erzurum’da topladı. 2-14 Ağustos 1914’te Erzurum’da toplanan kongreye ülke içinden ve dışından çok sayıda delege katıldı. Rostom, Rupen, Agnuni, Simon Vratsiyan ve Zartaryan’ın ağırlığını koyduğu tartışmalar boyunca çatışma durumunda Ermenilerin nasıl tavır alacağı konusu görüşüldü (Aynı eser, s. 203).
Kongrede, Osmanlı Hükümeti’ne karşı takip olunacak politika hakkında şu karar kabul olundu: İttihat ve Terakki hükümetinin, Hıristiyan unsurlara ve özellikle Ermenilere karşı eskiden beri takip ettiği iktisadî, sosyal ve idarî birbirine zıt politika, baskı ve ıslahatı uygulama konusunda gösterdiği aldatıcı hareketleri göz önünde tutan Taşnaksütyun kongresi, İttihat ve Terakki’ye karşı muhalefet durumunda kalmaya, onun siyasi programını eleştirmeye, kendisine ve teşkilatına karşı şiddetle mücadeleye girişmeye karar vermiştir (Esat Uras, Tarihte Ermeniler…, s. 579-580; Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, Ankara 1983 s. 194-196; Ermeni Komitelerinin Amal ve Harekat-ı İhtilaliyyesi İlan-ı Meşrutiyetten Evvel ve Sonra, İstanbul 1332(1916) s. 144-148; Azmi Süslü, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Ankara 1990, s. 64).
Kongre çalışmaları tamamlandıktan sonra İttihat ve Terakki Partisi Heyet-i Merkeziyesi’nden Bahaeddin Şakir, Ömer Naci ve Hilmi Bey’in önderliğinde bir heyet yanlarında Gürcü ve Azeri temsilcileriyle Erzurum’a geldi. İttihatçılar burada Taşnak liderleri Rostom, Vramyan ve Agnuni ile bir araya geldiler. Bahaeddin Şakir, Taşnaksütyun’a Kafkasya’da bir isyan çıkarılmasını İttihat ve Terakki Partisi adına resmen önerdi. Bu, tüm Transkafkasya halklarının toplu başkaldırı planı çerçevesinde gerçekleştirilecekti. Şakir, Azerbaycanlıların böyle bir ayaklanmaya hazır olduklarını, İttihat ve Terakki Partisi’nin şimdiden Gürcü milliyetçilerle görüşmeler sürdürdüğünü ve umut verici sonuçlar olduğunu da açıkladı. Ancak, Ermeniler İttihatçıların önerilerini olumsuz yanıtladılar. Taşnaksütyun’un, Osmanlı Ermenilerinin vatani görevini yerine getireceğini, ancak Kafkasya’da Rus imparatorluğuna karşı bir isyan başlatmanın söz konusu olmadığını söylediler (Arsen Avagyan, Gaidz F. Minassian, Ermeniler ve İttihat ve Terakki, s. 132).
Dahiliye Nazırı Talat Bey, Taşnak komitesinin tanınmış üyelerine ve özellikle Erzurum mebusu Vartkes Efendi’ye “Ermenilerin isyan ve ihtilal hareketlerine yöneldikleri takdirde çok şiddetli tedbirlerle karşılaşacaklarını bildirmişti. Başkumandan vekili Enver Paşa da aynı şekilde Ermeni Patriğini davet ederek, kendisine Türkiye’nin bu savaşta Ermeni vatandaşlarından bağlılık beklerken, silahlarıyla birlikte taşraya kaçmış olan Ermenilerin köylere saldırıp, memurları öldürdüklerinin resmi raporlardan açıkça anlaşıldığını ve bundan sonra iyi öğütlerde bulunmasını Patrik’e tavsiye etmişti. Enver Paşa, bundan başka Patrik’e pek açık bir şekilde, bu hareket genelleştiği takdirde askeri hükümetin en sıkı tedbirleri almak zorunda kalacağını da söyledi (Kabacalı, 1994, s. 71). Meclis-i Mebusan Reisi de komitelere mensup Ermeni mebuslarla konuşmuş ve bu suretle Ermeniler kendi rüesa-yı ruhaniye ve eşraf ve muteberanı vasıtasıyla ihtilalden vazgeçmeleri ve bunun zorunlu ve üzüntü verici sonuçlarından haberdar edilmişlerdir.
Osmanlı Hükümeti seferberlik ilanından itibaren dokuz ay dayandıktan sonra Ermeniler konusunda köklü tedbirler almak zorunda kaldı. I. Dünya savaşı arefesinde ve ilk yıllarında gittikçe kötüleşen İttihat ve Terakki Partisi ile Ermenilerin ilişkileri, Ermenilerin bir kısmının Rus birliklerine katılmaları, Müslümanlara karşı gönüllü alayları oluşturmaları, Zeytun’da ve Van’da isyan etmeleri, kendilerine yapılan nasihatları dinlememeleri üzerine tamamen kopmuş ve tehcir kanunun çıkarılmasına yol açmıştır. Van İsyanı’nın patlak vermesi üzerine, bu olayları başlatan ve Ermenileri silâhlandıran komite yuvalarını dağıtmak için 24 Nisan 1915 tarihinde Dahiliye Nezareti, vilâyetlere ve mutasarrıflıklara bir genelge yollayarak Ermeni komitelerinin kapatılmasını, belgelerine el konulmasını, liderleri ile zararlı faaliyetleri bilinen Ermenilerin tutuklanmasını, bunlardan bulundukları yerlerde kalmaları sakıncalı görülenlerin uygun yerlerde toplanmasını ve tutuklananların askeri mahkemelere sevkini kararlaştırmıştır (Şinasi Orel-Süreyya Yuca, Ermenilerce Talat Paşa’ya Atfedilen Telgrafların Gerçek Yüzü, Ankara 1983, s. 101,102). 26 Nisan’da da Başkumandanlık birliklere aynı mealde bir tamim göndererek elebaşıların askeri mahkemelere sevki ile suçluların cezalandırılmasını istemiştir. Dahiliye Nezareti’nin yukarıdaki talimatı üzerine İstanbul’da 235 kişi tutuklandı (Kamuran Gürün, aynı eser, s. 213).
Bu tutuklananlardan bir kısmı Haydarpaşa’dan trenle Ankara ve Çankırı’ya yerleştirildi (BOA. DH. ŞFR, 52/102).
Arşiv Belgeleri ve Gazeteler
BOA. DH. MUİ., 2-2/76
BOA. DH. ŞFR, 52/102
Tanin, No: 365, 7 Eylül 1909
Tanin, No:1782, 10 Aralık 1913
Tanin, No:1784, 12 Aralık 1913
Kitap ve Makaleler
Akşin, Sina (1987), Jön Türkler ve İttihat ve Terakki, İstanbul
Avagyan, Arsen, Minassian, Gaidz F. (2005), Ermeniler ve İttihat ve Terakki, İşbirliğinden Çatışmaya, İstanbul
Birinci, Ali (1990), Hürriyet ve İtilâf Fırkası, İstanbul
Ermeni Komitelerinin Amal ve Harekat-ı İhtilaliyyesi İlan-ı Meşrutiyetten Evvel ve Sonra, İstanbul 1332(1916)
Gürün, Kamuran (1983), Ermeni Dosyası, Ankara
Karacakaya, Recep (2003), “Meclis-i Mebusan Seçimleri ve Ermeniler (1908-1914)”, Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, (3), s. 127-142.
Orel, Şinasi, Yuca, Süreyya (1983), Ermenilerce Talat Paşa’ya Atfedilen Telgrafların Gerçek Yüzü, Ankara
Petrosyan, Yuriy Aşatoviç (1974), Sovyet Gözüyle Jön Türkler, Ankara
Shaw, Stanford J. – Kural Shaw, Ezel (1983), Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, İstanbul
Sonyel, Salahi R. (1988), İngiliz Gizli Belgelerine Göre Adana’da Vuku Bulan Türk-Ermeni Olayları, Ankara
Süslü, Azmi (1990), Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Ankara
Talat Paşanın Anıları, Yay. Haz. Alpay Kabacalı, İstanbul 1994
Uras, Esat, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul[:en]
Arşiv Belgeleri ve Gazeteler
BOA. DH. MUİ., 2-2/76
BOA. DH. ŞFR, 52/102
Tanin, No:1782, 10 Aralık 1913
Tanin, No:1784, 12 Aralık 1913
Kitap ve Makaleler
Aksin, Sina (1987), Jön Türkler ve İttihat ve Terakki, İstanbul
Avagyan, Arsen, Minassian, Gaidz F. (2005), Ermeniler ve İttihat ve Terakki, İşbirliğinden Çatışmaya, İstanbul
Birinci, Ali (1990), Hürriyet ve İtilâf Fırkası, İstanbul
Ermeni Komitelerinin Amal ve Harekat-ı İhtilaliyyesi İlan-ı Meşrutiyetten Evvel ve Sonra, İstanbul 1332(1916)
Gürün, Kamuran (1983), Ermeni Dosyası, Ankara
Karacakaya, Recep (2003), “Meclis-i Mebusan Seçimleri ve Ermeniler (1908-1914)”, Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, (3), s. 127-142.
Orel, Şinasi – Yuca, Süreyya (1983), Ermenilerce Talat Paşa’ya Atfedilen Telgrafların Gerçek Yüzü, Ankara
Petrosyan, Yuriy Aşatoviç (1974), Sovyet Gözüyle Jön Türkler, Ankara
Shaw, Stanford J. – Kural Shaw, Ezel (1983), Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, İstanbul
Sonyel, Salahi R. (1988), İngiliz Gizli Belgelerine Göre Adana’da Vuku Bulan Türk-Ermeni Olayları, Ankara
Süslü, Azmi (1990), Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Ankara
Talat Paşanın Anıları, Yay. Haz. Alpay Kabacalı, İstanbul 1994
Tanin, No: 365, 7 Eylül 1909
Uras, Esat, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul