Ermeni eğitim sistemi içinde ilk resmi okul 1790 yılında Amira Şinork Mıgırdıç Miricanyan tarafından devletten izin alınmak suretiyle İstanbul Kumkapı’da açılmıştır. Kumkapı okulunda gramer eğitimi verilmesi, bunu diğer okullardan farklı kılmaktaydı. XIX. yüzyılın ilk yarısında başta İstanbul olmak üzere Osmanlı ülkesinin hemen her yerinde yeni Ermeni okulları açılmıştı. Aynı dönemde, Ermeni gençleri daha iyi yetişmek amacıyla yabancı ülkelere gitmeye başladılar. 1810 yılında Paris’te misyoner teşkilatının desteği ile açılan Yaşayan Doğu Dilleri Okulu’na, 1816’da Moskova’da kurulan Lazaryan Enstitüsü’ne, 1823 yılında Tiflis’te kurulan Nersesyan Semineri’ne Ermeni gençleri gönderilmiştir (Vahapoğlu, 1997, s.24).
XIX. yüzyılın başında İstanbul’daki Ermeni okullarının tamamında aynı derslerden oluşan program uygulanmaktaydı. Programda yer alan dersler Ermenice, din bilgisi, yazı ve matematik dersleriydi. 1825 yılına kadar Ermeniler arasında gramer bilenlerin sayısı çok azdı. İstanbul’da sadece Kumkapı mektebinde gramer okutuluyordu ve yukarıda ifade edilenlerin dışında Gramer, Hitabet, Mantık gibi dersler okutulmaktaydı. 1824 yılında Patrik Karabet, Kumkapı’daki okulu himayesine alıp, ders programını ıslah etmiştir. Dersler Türkçe ağırlıklı yapılmış ve okul Âli Mektep (Yüksekokula)’e dönüşmüştür (Ergin, 1977, s. 752-753; Tekeli-İlkin, 1999, s. 36). 1840 yılından itibaren Avrupa tahsilini tamamlayan öğrencilerin ülkeye dönmeye başlamasıyla birlikte eski tedrisatta da birtakım yeniliklerin yapılması lüzumlu görülmüştür. Aynı yıl ilk defa Kumkapı’da Lusaviriç isimli Kızlar Mektebi açılmıştır. Bu dönemde Ermeni okullarında Ermeni Grameri ve yazısı; Ermenice, Türkçe ve Fransızca Hüsn-i Hat; İlmî, Siyasî ve Tabiî Coğrafya; Hesap; Cebir; Fransızca Gramer, yazı ve konuşma; Resim; Türkçe Gramer ve Tahrir; Tarih; Hendese; Mantık; Usul-i Defterî, ve Ticaret dersleri okutulmuştur.
Avrupa’da eğitim almış Ermeni gençlerinin, Osmanlı Devleti’ndeki mekteplerinin modernleşmesinde katkıları bürüktür. Devamlı gelişmekte olan Ermeni okullarında çağdaş eğitim sistemi ve teknikleri uygulanmaktaydı. 1860’lı yıllarda Van’da Yedi Kilise Ermeni Ziraat Mektebi’ni açmışlardır. Bu okul Van’da modern tarımın gelişmesine büyük katkı sağladığı gibi bölgenin fakir köylü çocuklarına eğitim imkânı da sunmuştur. Bundan dolayı devlet, Yedi Kilise Ermeni Ziraat Mektebi’ni maddi olarak desteklemiştir (BOA. DH.İD. nr.190/22).
Ermeni Patrikhanesi’nce hazırlanıp 1894 yılında Maarif Nezareti’nce Ermeni millet mekteplerinde okutulması uygun bulunan 146 kitabın tamamına yakını Ermeni yazarlar tarafından kendi dillerinde yazılmıştı (BOA. Y.PRK. TKM. nr. 30/50).
Kiliselerin bahçesine veya yanına inşa edilen Ermeni okulları genellikle, taştan birkaç katlı ve çeşitli hizmetler verebilecek büyük yapılardan oluşmaktaydı. Örneğin Balıkesir Karaoğlan Mahallesindeki Ermeni Kilisesi yanında tesis edilmiş olan okul, 30 m. uzunluğunda, 14 m. eninde ve 10.5 m. yüksekliğinde, 3 kapılı, 106 pencereli taş bir yapıydı. Binanın bir bloğu kızlara, bir bloğu erkeklere tahsis edilmişti. Okulun bodrum katından kiliseye ulaşım sağlayan ara bir yol vardı. Okulun yanında inşa edilen iki katlı ek binanın üst katı eğitim için, alt kat ise dükkân olarak kullanılmaktaydı (Öntuğ, 2008, s. 355-357).
Katolik ve Protestan Ermeniler de kendi okullarını açmışlardı. Diyarbakır’ın Hasırlı Mahallesi’nde bulunan, Ermeni Katolik okulunun ilk ve orta kısımlarında sadece gündüz eğitimi veren kız bölümünün öğrenci sayısı 100 idi. İlk ve orta okulun toplam eğitim süresi 6 yıldı. Okulun idareci kadrosunu oluşturan müdür, muallimler ve diğer personel Ermeni Katolik cemaatindendi.
Okulda okutulan 18 kitaptan Fransız Kıraatı ve Osmanlı Lisanı dışındaki kitaplar Ermeni müellifleri tarafından ve Ermenice yazılmıştır. Kitapların tamamına yakınının 20. yüzyılın başlarında basılmış olması, bunların içeriklerinin güncellenerek modern eğitim yöntem ve tekniklerine göre yazıldığını göstermektedir.
Yabancı mekteplerde okumuş ve ihtilalci örgütlere mensup Ermeni muallimler bağımsız Ermenistan fikrini gerçekleştirmek için Ermeni ahali üzerinde yoğun propaganda yapmaktaydılar. Haçin Ermeni Mektebi muallimi Jirayir (Mardiros Garip Boyacıyan) Yozgat ve köylerindeki Ermeni Kiliselerine gidip buralarda toplanan ahaliye yaptığı konuşmalarda “Biz artık Osmanlı Devleti’nin idaresi altından çıkarak bundan sonra müstakil olup rahat edeceğiz. Umum Ermeniler her tarafta ve hatta Rusya’da bulunan Ermeni karındaşlarımız da bizzat ittifak eyledi. İstanbul’dan emirler alıyorum. Ermenileri bizim Yozgat Sancağımızda ben ittifak ettiriyorum…” diyerek onları açıkça isyana teşvik etmiştir. Bazı Ermeni öğretmenler, Osmanlı hükümeti aleyhinde ihtilal çıkarmak maksadıyla Ermeni cemaatini isyana tahrik etmek, asker yazmak, asker için para toplamak gibi fesat işleri de tertip etmekteydiler (H. Nazım Paşa, 1994, s. 4-25). Ermenistan’ın kurulması için çalışan öğretmenler gizli yardım sandıkları oluşturup, para topluyorlardı. İzmit Ortaköy mektebi muallimlerinden Mihran ve Ohannes bu yolla para toplarken yakalanmışlardı. Öğretmenler ülkeye girmesi yasak olan gazete, risale gibi eserleri okumakta ve görev yaptıkları okullara bunları kaçak olarak sokmaktaydılar.
Bazı öğretmenler, ruhsatsız gazete çıkarıp kaçak yollardan dağıtmak, halkı kışkırtıcı konuşmalar yapmak, silah ve bomba imal etmek, adam öldürmek gibi suçlardan ceza almışlardır (Öntuğ, 2009, s. 281). 22 Eylül 1896 tarihinde Galata Ermeni Kilisesi avlusundaki Ermeni mektebinin muallimi Doğramacıyan Karabet Efendi’nin odasındaki çekmeceden sabun kalıbı şeklinde ve şimdiye kadar üretilenlere benzemeyen 3 bomba ile 2 revolver ve Troşag gazetesi bulunmuştur (H. Nazım Paşa, 1994, s. 401).
Ermeni okullarına Hınçak ve diğer komiteler rahatlıkla müdahalede etmekte idiler. İhtilal komiteleri Bağımsız Ermenistan davasına kazandırmak için, onlara “Silah imal etmek sanatında terakki ediniz ve Osmanlı mekteplerine Ermeni çocuklarını göndermeyiniz…” gibi telkinlerde bulunarak devlet aleyhinde kışkırtmışlardır. Bu yoğun propaganda sonucunda pek çok mektep talebesi ihtilal örgütlerine girip türlü eylemlere katılmışlardır (H. Nazım Paşa, 1994, s. 48, 55, 72).
Mekteplerde Ermeni çocuklarına devlet aleyhinde dersler okutuluyor ve bölücü şarkılar öğretiliyordu. Devlet bu tür zararlı dersleri yasaklamıştır. Ayrılıkçı fikirler, “Ermeni Kilisesi ve Tarihi” dersinde anlatılmaktaydı. Hükümet bu dersi kaldırıp yerine Osmanlı Tarihi dersini koymuş ise de (Öntuğ, 2007, s. 322) öğretmenler aynı içerikleri anlatmaya devam etmişlerdir (Somel, 2003, s. 395). Ermenilerin sakin olduğu vilayetlerin birleştirilerek, Ermenistan namında müstakil bir devlet kurulacağı, Ermenileri öldüren, Kürtler ve Türklerden intikam alınacağı telkin edilmekteydi. Sansaryan Ermeni mektebinde yapılan arama esnasında Ermeni ihtilal hareketine dair evrak ve fotoğrafların yanı sıra mektep kitapları arasında bir de Ermenistan haritası ele geçirilmiştir (H. Nazım Paşa, 1994, s. 43,65- Öntuğ, 2009, s. 282).
Öğretmenlerin müzik derslerinde öğrettikleri şarkılar da aynı içerikteydi. Divriği kasabasında Toros adlı öğretmen çocuklara bu türden şarkı sözleri dağıttığı için cezalandırılmıştı (H. Nazım Paşa, 1994, s. 40). Yine Başkale kasabasındaki Ermeni öğretmen Debbağyan Ebkar Efendi’nin evinde bulunan zararlı evraklar arasında mekteplerde okutulmak üzere yazılmış şarkılar bulunmuştur. Bu olaydan sonra Ermeni mekteplerinde şarkının kesin olarak yasaklanması hususunda Hakkari sancağına yazı gönderilmiştir (BOA. DH.MKT, nr.1424/32).
Okullardaki öğretmenlerin tutumları ve ders materyallerinin içeriklerinden etkilenen öğrenciler arasında bölücü-yıkıcı görüşler hızla yayılmıştır. Ermeni öğrenciler silah ve bomba imal etmeye, Osmanlı Devleti’ne sadık Ermenileri korkusuzca öldürmeye başlamışlardı. Yukarıda adı geçen Jirayir’in biraderi Hamporsum Boyacıyan, kendi ırkdaşı Haçik’i Osmanlı hükümetine sadakat gösterdiği için, beş liraya tuttuğu 18 yaşındaki fakir Ermeni öğrenciye öldürtmüştür. Galata Ermeni mektebi talebesi Haçinli Karabet Çalıkyan ile hemşerileri suikast amaçlı kullanmak üzere Winchester fişeği üretmişlerdir (H. Nazım Paşa, 1994, s. 4, 5, 14, 15).
XIX. yüzyılın sonlarında özellikle İstanbul ve Doğu Anadolu bölgesinde bulunan Ermeni mekteplerinin çoğu eğitim yapılan mekânlar olmaktan çıkmış; silah ve patlayıcı madde üretilen ve bunların saklandığı yerler haline gelmiştir. 20 Haziran 1890 tarihinde Erzurum’da Ermenilerin çıkardıkları isyanın başlama sebebi, Ermeni Kilisesi ve mektebinde arama yapılmak istenmesiydi. Mahkeme kararıyla ve papaz ve okul müdürünün nezaretinde yapılan araştırmayı bahane eden bir grup Ermeni ayaklanıp hükümet güçlerine ateş açmışlardır. Olaylarda 8 Ermeni ölmüş, 2 Müslüman şehit olmuştur. Ayrıca 60 Ermeni ve 45 Müslüman da yaralanmıştır. Askerin üzerine ateş açan Ermeni çetecileri yakalanıp adalete teslim edilmişlerse de yabancı ülkelerin elçilerinin araya girmesiyle serbest bırakılmışlardır (H.Nazım Paşa, 1994, .XVIII).
Okulların teftişi esnasında pek çok patlayıcı madde yapımında kullanılan malzeme ile silah ve bomba bulunmuştur. 22 Ağustos 1896 tarihinde Sulumanastır Ermeni Kilisesi mektebinde yapılan aramada 3, kız mektebi öğretmeni Agoni’nin dolabında 36 olmak üzere toplam 53 adet bomba bulunmuştur. Bundan başka Agoni’nin dolabında 7 kutu kapsül ve 4 kutu revolver fişeği ve 1 deste de dinamit kapsülü ele geçirilmiştir. 10 Eylül 1896 tarihinde Hasköy Ermeni mektebinde yapılan tahkikatta 6 bomba, 11 revolver ile 200 fişek bulunmuştur. Çeşitli okullarda ele geçirilen patlayıcı ve silahların listesini Hüseyin Nazım Paşa eserinde ayrıntılı şekilde sunmuştur. Sonuç olarak Avrupa’da ihtilalci fikirlerle donanan öğretmenler, Türkiye’ye döndüklerinde bu fikirleri Ermeni okullarındaki öğrencilere aşılamışlar ve eğitim kurumlarını hem karargah hem de silah imalatı için kullanmışlardır.
Ergin, Osman (1977), Türk Maarif Tarihi, C. 1,2, İstanbul.
Hüseyin Nazım Paşa (1994), Ermeni Olayları Tarihi, 1994 I, IIAnkara.
Öntuğ, M. Murat (2007), “Osmanlı Devleti’nin Ermeni Mektepleri Üzerindeki Denetimi”, Hoşgörü Toplumunda Ermeniler, C.III, Kayseri, s.311-328.
Öntuğ, M. Murat (2008), “Balıkesir’deki Ermeni Kilisesi ve Mektep Açma Faaliyetleri”, OTAM, S.19, s.343-364.
Öntuğ, M. Murat (2009), “Ermeni Mektepleri ve Ulusal Kimlik Oluşumu”, Hoşgörüden Yol Ayrımına Ermeniler, C.III, Kayseri, s.263-288.
Somel, Selçuk Akşin (2003), “Cemaat Mektepleri ve Yabancı Misyoner Okulları”, (Yay. Haz. Halil İnalcık-Günsel Renda),Osmanlı Uygarlığı 1, İstanbul, s.387-401.
Tekeli, İlhan – İlkin, Selim (1999), Osmanlı İmparatorluğu’nda Eğitim ve Bilgi Üretim Sisteminin Oluşumu ve Dönüşümü, TTK, Ankara.
Vahapoğlu, M. Hidayet (1997), Osmanlıdan Günümüze Azınlık ve Yabancı Okullar, İstanbul.[:en]