“Ortak bir kökene sahip, kendi etnik veya dini anavatanlarının sınırları dışında az çok kalıcı bir biçimde yerleşmiş” (Shain ve Barth, 2003, s. 452) sosyal grup olarak tanımlanabilecek diasporalar, nev-i şahsına münhasır bir kimlik yaratırlar. Bu kimliğin özünde idealleştirilmiş bir anavatan, bu anavatanın tarihiyle ilgili ortak bir hafıza, diaspora mensuplarının içinde yaşadıkları ülkeye yönelik hissettikleri yabancılaşma ve kendileriyle anavatan arasındaki ilişkiyi sürdürme eğilimi yatar (Harris, 2009, s. 147). Ermeni diasporasının kimliği de bu nitelikleri büyük ölçüde taşımaktadır. Ancak Ermeni diasporasının mensupları genellikle Ermenistan’da yaşayan soydaşlarından çok daha müreffeh koşullarda yaşadıklarından, idealleştirilmiş bir anavatan ve yabancılaşmış bir diaspora arasındaki bir ilişkiden ziyade, güçlü ve zengin bir diaspora ile onun yardımına bağımlı ve onun etkisi altında bir anavatan arasındaki eşitsiz bir ilişkiden söz edilebilir.
Ermeni diasporası coğrafi olarak geniş bir dağılıma sahiptir. Rusya Federasyonu’ndan Ortadoğu’ya, Avrupa’dan Latin Amerika’ya kadar çok geniş bir coğrafyada yaşamaktadırlar. Bu coğrafi bölünmenin ötesinde Ermeni diasporası siyasi olarak da homojen değildir ve genel olarak kökenleri on dokuzuncu yüzyıla dayanan üç siyasi görüş ve bu görüşlerin örgütlendiği siyasi partiler çerçevesinde bölünmüştür. Bunlar kısaca sosyal demokrat eğilimli Hınçak, muhafazakâr milliyetçi eğilimli Taşnak ve liberal demokrat eğilimli Ramgavar zihniyetleri olarak özetlenebilir (Melkonian, 2011, s. 80). Bu üç farklı eğilim, diasporada ciddi bir rekabet içinde olup, mümkün olan en fazla sayıda diaspora mensubunu saflarına çekebilmek için mücadele etmektedirler (Tölölyan, 2000, s. 109).
Bu siyasi bölünme ve rekabetin ciddi bir dağılmaya dönüşmesinin önündeki en önemli engel, bu üç görüşün de ortak bir tarihsel hafıza, yani Ermeni “soykırımı” etrafında birleşmeleridir. Ermenistan Siyaset Forumu’nun (Policy Forum Armenia – PFA) “Ermenistan-Diaspora İlişkileri: Bağımsızlıktan Sonraki 20 Yıl” başlıklı raporunda da belirtildiği üzere “soykırımın uluslararası düzlemde tanınması için harcanan çabalar, diasporaya anlamlı ve somut bir birleştirici fikir vererek Sovyet Ermenistanı dışında kalan Ermeni dünyasının büyük kısmının bütünleşmesine yardımcı olmuştur” (PFA Raporu, 2010, s.4). Dahası “soykırım”, Ermeni diasporasının “seçilmiş bir travma” çerçevesinde ortak bir kimlik, bir “biz” düşüncesi geliştirmesini (Alkan, 2009, s. 199) ve böylece içinde yaşadıkları ülkelerde karşı karşıya kaldıkları asimilasyon tehdidine karşı bir kalkan oluşturmasını sağlamıştır.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasını takiben, Soğuk Savaş boyunca idealleştirdikleri, ancak Sovyet kontrolü altında olduğu için dönemedikleri anavatanın bağımsızlığını kazanması, Ermeni diasporası açısından büyük bir meseleye dönüşmüştür. Her ne kadar diaspora söyleminin özünde anavatanın bağımsızlığı her zaman önemli bir yer teşkil etmiş olsa da, Ermeni diasporası bu “devlet şoku”na hazırlıksız yakalanmıştır (Tölölyan, 2006, s. 11). Zira diaspora Ermenileri içinde bulundukları müreffeh yaşamı terk ederek bağımsızlık sonrası siyasi ve ekonomik sorunlarla boğuşan bir anavatana dönmek ciddi tereddütler yaratmaktadır. Nitekim Audrey Selian’a (2013) göre Ermenistan’ın bağımsızlığını ilan etmesinden bugüne kadar Batı’dan Ermenistan’a gönüllü olarak gelip Ermenistan vatandaşlığına geçen diaspora Ermenilerinin sayısı binden azdır. Diaspora Ermenileri anavatana dönmek yerine, anavatanı kendileri için cazip bir hal alacak şekilde dönüştürmeye çalışmışlar, böylelikle de Ermenistan’ın iç ve dış siyasetine müdahale etmeye başlamışlardır.
Aslında bu devlet şokundan daha önce yaşanan bir diğer gelişme, Ermeni diasporasının anavatana yönelik ilgisini yoğunlaştırmıştır. 1988 yılında Ermenistan’da büyük maddi ve insani kayıplara yol açan Spitak depremi “diasporanın kalbinde Ermeni kimliğini dirilterek ve deprem mağdurlarına yardım çerçevesinde bir işbirliği yaratarak” (Verluise, 1995, s. 38) diaspora-anavatan ilişkilerine sağlam bir yeniden başlama noktası vermiştir. Ancak Ermenistan’ın yeniden inşası için diasporanın girişimleriyle toplanan yardımlar, diasporanın anavatan üzerindeki ekonomik etkinliğinin güçlenmesi için de bir başlangıç oluşturmuştur.
Spitak depremi ve Ermenistan’ın bağımsızlığına ek olarak, diaspora-anavatan ilişkilerini etkileyen ve fikir ayrılığına yol açan bir diğer faktör de Karabağ sorunudur. Karabağ sorununun yoğunlaştığı 1988 yılında diaspora örgütleri bir araya gelerek ortak bir bildiri yayınlamış, Karabağ sorununun fakir anavatanın sınırlı ekonomik kaynaklarını tüketmekten ve insan kaynaklarının boşa harcanmasından başka bir işe yaramayacağını ifade etmişler ve Ermenistan’ı maceracı bir dış politika izlemekle eleştirmişlerdir (PFA Raporu, 2010, s. 13). Bu bildiri, bağımsızlık arifesindeki Ermenistan’da diasporaya ilişkin ciddi bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Ancak sonraki yıllarda Karabağ sorununun Ermeni kimliğinin bir parçasına dönüşerek diaspora tarafından da önemseneceği görülecektir.
Bağımsızlık sonrasında da anavatan-diaspora ilişkilerinde sorunlar sürmüştür. Bu sorunlardan ilki Ermenistan yetkililerinin diasporanın Ermenistan’a yeterince mali yardımda bulunmadığı konusunda yaptıkları şikâyetlerdir. Diğer bir deyişle, Ermenistan’da yaşayan Ermeniler diasporayı Ermenistan hakkında çok konuşup, ona çok az katkı sağlamakla suçlamaktadırlar. Minoian ve Freinkman’a göre (2007, s. 1) diasporanın Ermenistan’dan yerine getirmesini istediği siyasi taleplerle Ermenistan’ın ekonomik hayatına yaptığı mütevazı katkı arasında büyük bir boşluk vardır.
Ekonomik mülahazalara ek olarak, diaspora ve Ermenistan arasındaki ikinci çatışma noktası, Ermeni diasporasının Ermenistan siyasetine aşırı derecede müdahil olmasıdır. Ermenistan’ın ilk devlet başkanı Levon Ter-Petrosyan, diasporanın siyasi etkinliğini kırmak için yoğun çaba harcamıştır. Ter-Petrosyan her ne kadar başlarda diasporanın finansal desteğini temin etmek için, diasporanın önde gelen isimlerine, kurulan hükümetlerde yer verilmesini temin etmiş olsa da, aslında diasporanın Ermenistan’ın kalkınmasına anlamlı bir destek sağlamadığını düşünmüştür (PFA Raporu, 2010, s. 18). Ter-Petrosyan’ın Karabağ sorununu çözüme ulaştırma ve Türkiye ile ilişkileri geliştirme yönünde izlediği politika, diaspora tarafından da desteklenen Taşnak Partisi’nce şiddetle eleştirilmiş, bu partinin kapatılması ise diaspora-anavatan ilişkilerini daha da germiştir (Derderian, 2010, s. 4).
Ter-Petrosyan’ın istifasının ardından iktidara gelen Robert Koçaryan ise selefinin aksine bir taraftan diasporanın ekonomik desteğinin sürmesi için çabalarken, diğer taraftan diaspora mensuplarının hükümette görevlendirilmesinden özenle kaçınmıştır (PFA Raporu, 2010, s. 18). Diasporaya yönelik bu tutum Serzh Sarkisyan döneminde de büyük ölçüde devam etmiştir. Ancak biri iç, diğeri dış politikaya dair iki mesele anavatan-diaspora ilişkilerinin bozuk seyrinin devamına neden olmuştur. İç mesele, diasporanın Ermenistan’daki rejimin demokratik olmadığı konusundaki süregelen eleştirileri ve hükümet karşıtı hareketlere destek vermesi (Derderian, 2010, s. 5), dış mesele ise Ermenistan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesine ve 2009 protokollerinin imzalanmasına doğru evrilmesine diasporanın gösterdiği şiddetli tepkidir (PFA Raporu, 2010, s. 5).
Sonuç olarak Ermenistan ve Ermeni diasporası arasındaki ilişkiler başından itibaren sorunlu bir seyir izlemiştir; sorunun temelinde ise çok güçlü bir diaspora ile çok zayıf bir anavatan arasındaki eşitsiz ilişki yatmaktadır. Ermenistan diasporayı hem kendisini destekleyen bir ekonomik güç, hem de kendi bağımsızlığına yönelik ciddi bir tehdit yaratan bir siyasi güç olarak görmektedir; bir taraftan ona muhtaçken, diğer taraftan onun siyasal etkinliğinden rahatsızdır. Bu durum Ermenistan’ın dış politikasında da tam bağımsız hareket edememesine ve diasporanın baskısıyla bazı kritik dış politika kararlarında tereddütlü davranmak zorunda kalmasına neden olmaktadır ki, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde son dönemde yaşanan gelişmeler bunun en önemli göstergelerinden biridir.
Göral, Alkan Sevinç (2009), The Turkish-Armenian Issue from the Perspective of Psychology and Psychoanalysis: Victimization and Large Group Identity, The Armenian Question: Basic Knowledge and Documentation, Ankara
Derderian, Dzovinar (2010), “Democracy in Armenia and Diaspora- Armenia Relations”, the Second Annual PFA Forum on Armenia-Diaspora Relations, Washington
Harris, Erika (2009), Nationalism: Theories and Cases, Edinburgh
Melkonian, Eduard (2011), “Imported Politics: Diaspora Political Parties in Armenia’s Domestic Landscape”, Identities, Ideologies and Institutions: A Decade of Insight into the Caucasus – 2001-2011.
Minoian, Victoria ve Freinkman, Lev (2007), “Diaspora’s Contribution to Armenia’s Economic Development: What Drives the First Movers and How Their Efforts Could Be Scaled Up?”, Dünya Bankası Çalışma Raporu, No. 39381.
Policy Forum Armenia, “Armenia-Diaspora Relations, 20 Years since Independence”, 2010
Selian, Audrey, “All Is Not Well in Diaspora-Homeland Relations: The Diasporan Perspective”
Shain, Yossi ve Barth, Aharon (2003), “Diasporas and International Relations Theory” International Organization, Cilt. 57, No. 3.
Tölölyan Khachig (2000), “Elites and Institutions in the Armenian Transnation”, Diaspora, Cilt 9, No. 1.
Tölölyan, Khachig (2006), “The Armenian Diaspora as a Transnational Actor and as a Potential Contributor to Conflict Resolution”, Capacity Building for Peace and Development: Roles of Diaspora, Toronto
Verluise, Pierre (1995), Armenia in Crisis: The 1988 Earthquake, Detroit[:en]
Göral, Alkan Sevinç (2009), The Turkish-Armenian Issue from the Perspective of Psychology and Psychoanalysis: Victimization and Large Group Identity, The Armenian Question: Basic Knowledge and Documentation, Ankara
Derderian, Dzovinar (2010), “Democracy in Armenia and Diaspora- Armenia Relations”, the Second Annual PFA Forum on Armenia-Diaspora Relations, Washington
Harris, Erika (2009), Nationalism: Theories and Cases, Edinburgh
Melkonian, Eduard (2011), “Imported Politics: Diaspora Political Parties in Armenia’s Domestic Landscape”, Identities, Ideologies and Institutions: A Decade of Insight into the Caucasus – 2001-2011.
Minoian, Victoria ve Freinkman, Lev (2007), “Diaspora’s Contribution to Armenia’s Economic Development: What Drives the First Movers and How Their Efforts Could Be Scaled Up?”, Dünya Bankası Çalışma Raporu, No. 39381.
Policy Forum Armenia, “Armenia-Diaspora Relations, 20 Years since Independence”, 2010
Selian, Audrey, “All Is Not Well in Diaspora-Homeland Relations: The Diasporan Perspective”
Shain, Yossi ve Barth, Aharon (2003), “Diasporas and International Relations Theory” International Organization, Cilt. 57, No. 3.
Tölölyan Khachig (2000), “Elites and Institutions in the Armenian Transnation”, Diaspora, Cilt 9, No. 1.
Tölölyan, Khachig (2006), “The Armenian Diaspora as a Transnational Actor and as a Potential Contributor to Conflict Resolution”, Capacity Building for Peace and Development: Roles of Diaspora, Toronto
Verluise, Pierre (1995), Armenia in Crisis: The 1988 Earthquake, Detroit