XVI. Yüzyılda Adıyaman’da Ermeniler

Adıyaman bölgesinin 958 yılında Bizans hâkimiyetine girmesiyle bölgede Ermeni nüfusu artış göstermiştir. Takip eden yıllarda birtakım Ermeni Beyleri ile Bizans yönetimi arasında anlaşmazlıklar meydana gelmiş ve bunun sonucunda bazı Ermeniler eski Rum bölgeleri olan Sivas, Kayseri, Maraş, Antep ve Kilikya bölgelerine sevk edilmişlerdir. (Demirkent, 1979, s . 235).

Malazgirt savaşından sonra Anadolu kapılarının Türklere açılmasıyla birlikte bölgeye gelen Türkmen kitleleri yarımadanın bilhassa Doğu ve Güneydoğu bölgelerine yerleşmişlerdir. Bu nedenle Ermenilerin Bizans’la bağlantıları büyük ölçüde kesilmiştir. 1084 tarihinde Ermeni prensliğinin kontrol altına alınmasından sonra Adıyaman bölgesi, Türkiye Selçuklu Devleti’nin sınırları içine girmiştir (Merçil, 1991, s. 108). Ancak 1098 tarihinden sonra tekrar Ermenilerin eline geçerek 1144’de kadar onların hâkimiyet sahası içerisinde kalmıştır.

Adıyaman ve havalisinde daha sonraki tarihlerde Memlûkler, Türkmen beyleri ve Ermeniler arasında uzun mücadeleler olmuştur. Bölgenin Yavuz Sultan Selim zamanında kesin olarak fethedilmesine kadar Adıyaman, Dulkadiroğullarının yanı sıra, Akkoyunlu ve Memlüklü devletlerinin egemenliği altında kalmıştır.

Bölgenin Osmanlılar tarafından fethinin akabinde ilk nüfus sayımı 1519 tarihinde yapılmıştır. Bunu sırasıyla 1524, 1530, 1540, 1547 ve 1560 yıllarındaki sayımlar takip etmiştir. Zengin arşiv kayıtları, Adıyaman bölgesinin sosyo-kültürel bakımdan zengin ve köklü olduğunu ortaya koymaktadır. Gerek sayım defterleri, gerekse diğer vesikalarda, Adıyaman’daki Ermenilerin sosyo-ekonomik durumlarını tespite yarayacak önemli detaylar bulunmaktadır.

Behisni (Besni) Kazası

Tarihin ilk dönemlerinden itibaren önemli yerleşim alanlarından olan Besni’de, Malazgirt savaşından sonra konar-göçer nüfusun yerleşmesiyle birlikte Türk etkisi artmaya başlamıştır. Kaza merkezinde bir Ermeni Mahallesi yer alırken bazı köylerde de Ermeniler meskûndur. Umumiyetle kaza merkezinde oturan Ermeniler, zanaat ve ticaretle iştigal ettikleri gibi 1524 yılına kadar kalelerdeki hizmetler özellikle Ermeniler tarafından ifa edilmiştir (Taştemir, 1999, s. 27-45). Kalede vazife yapanlar vergilerden muaf tutulmuşlardır. 1524 tarihinde bu görevi lâyıkıyla yerine getirmeyen Ermenilerin muâfiyetlikleri kaldırılarak reaya statüsüne geçirilmişlerdir.

1519’da tamamen kale hizmetinde bulunan Ermeniler, 84 hâne, 10 mücerred (bekâr) ve 1 bîve’den (dul) oluşmaktaydı. 1524 tarihli sayımda bunların muafiyeti kaldırılmış ve 46 haneye düşmüştür. Aynı tarihte 1 kethüda ile 1 de kazancı bulunmaktaydı. Bundan sonra sayımlarda düşüş devam etmiştir. Örneğin 1530’da 49 hane, 1547’de 40 hane görülmektedir. Bu tarihte ayrıca, 3 mücerred (bekâr), 2 serkeşiş (baş keşiş), 1 keşiş, 1 kethüda, 2 tüccar, 1 hallâc (pamukçu), 1 dürzi bulunmaktaydı. 1560’da ise 70 hâne, 2 keşiş, 2 tüccar ve 1 boyacıdan ibaret oldukları görülmektedir.

Behisni (Besni) kazasında XVI. yüzyıl boyunca toplam altı mahalle olup, bunlardan birisinde Ermeniler sakindi. Toplam Ermeni nüfusu başlangıçta 181 iken, 1519’da 157; 1524’te 230; 1530’da 245, 1547’de 235 ve 1560 tarihinde 350 kişi sayılmıştır. Bunun dışında nahiye ve köylerde yaşayan Ermeniler de vardı.

Hısn-ı Mansur Kazası (Adıyaman)

Adıyaman merkez kazasında XVI. yüzyıl boyunca toplam 13 mahalleden sadece birisinde Ermeni nüfusu ikamet etmekteydi. 1519 yılında Ermeni mahallesinde 70 hane, 10 mücerred (bekâr), 9 bîve (dul), 2 palancı, 1 demirci, 1 debbağ, 3 boyacı, 1 bardakçı ve 1 yaycı; 1524’te 80 hane 10 mücerred (bekâr) , 9 bîve (dul), 1 keşiş, 1 demirci, 2 palancı, 1 debbağ, 1 bardakçı, 2 boyacı, 1 yaycı, 6 Gergerli, 2 Çermikli, 2 Malatyalı, 1 Kâhtalı; 1540’da 64 hane 8 mücerred (bekâr); 1563’de neferen 104 olarak kayıtlıdır.

Gayrimüslim nüfus 1519’da toplam nüfusun % 28.96’sını oluştururken, 1563’te bu oran % 10.89’a gerilemiştir. Bu fark Ermeni nüfusun azalmasından değil, Müslüman nüfusun hızla çoğalmasından ileri gelmiştir. Nitekim mahalle sayısı 1540’da 7’ye, 1563’te de 9’a yükselmiştir.

Hısn-ı Mansur (Adıyaman) kazasına bağlı köylerde nüfusun büyük çoğunluğunu Müslümanlar oluşturmaktaydı. 1519-1524 tarihlerine ait tahrir­lerde köy yerleşimlerinde gayrimüslim nüfus yer almazken, bu tarihlerden itibaren sadece Pirin Köyü’nde gayrimüslim nüfusa rastlanmaktadır (Yinanç, Elibüyük, 1988: 386-387). Köyde 1540’da 7 hâne 2 mücerred (bekâr), 1563 yılında ise 25 hane mevcuttu.

Kâhta Kazası

Önemli yerleşim yerlerinden biri olan Kâhta, Osmanlı dönemine kadar önemini korumuş olan müstahkem bir kaleye sahipti. 1519 yılındaki ilk nüfus sayımında kale ve görevlileri hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. 1524 sayımında ise, kale görevlilerinin Ermeni olduğu görülmektedir. Bunlar vergiden muaf zümreler arasında yer almaktaydı. Ancak görevlerini yerine getirmedikleri veya suiistimal ettikleri için bir tarihte bu muafiyetleri kaldırılmıştır.

Arşiv vesikalarında “Mahalle-i Gebrân” olarak belirtilen mahallede, 1519’da 231, 1524’te 280, 1547’de ise yaklaşık olarak 521 Ermeni nüfusunun yaşadığı tespit edilmiştir. Bu itibarla XVI. yüzyıl boyunca Ermeni nüfusun toplam nüfusa oranının 1519’da % 19.58, 1560 yılında ise % 10.58 olduğunu söylemek mümkündür. Görüldüğü üzere, Ermeni nüfusu Türk nüfusuyla birlikte giderek artış göstermiş, ancak genel nüfus içerisindeki oranları ise gerilemiştir.

Kâhta’ya bağlı köylerde ise, diğer kazalardaki durumdan farklı olarak, Ermenilerin varlığı dikkati çekmektedir. Buna göre Ermeniler, köy toplam nüfus içerisinde 1524 tarihinde % 6.91 (284 kişi), 1530’da %6.08 (235 kişi) ve 1560 yılında % 3.82’lik orana sahip olmuşlardır.

Gerger Kazası

Eski çağlardan itibaren önemli yerleşim yerlerinden olan Gerger, müstahkem kalesi ile bu ehemmiyetini tarih boyunca sürdürmüştür. Osmanlı hâkimiyetine girmesinden sonra ise doğal olarak bu önemini yitirmiştir. Fethin akabinde yapılan tahrirde kale ile ilgili bir malumat verilmezken, 1524 tarihli tahrirde 3 kale görevlisi bulunduğu, sonraki sayımlarda kale görevlilerinin sayılarının arttığı görülmektedir.

XVI. yüzyıl boyunca beş mahalleden teşekkül eden kazada, 1 Ermeni mahallesi yer almaktadır. “Gayrı Müslim” olarak belirtilen mahallede 1519’da toplam 677, 1524’te 877, 1530’da 877, 1547’de 1386 ve 1560 yılında ise nüfusun 1414 olduğu görülmektedir.

Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, Adıyaman’a bağlı kazalar içerisinde en yoğun Ermeni nüfusuna sahip olanı Kâhta’dır. Burada Ermenilerin toplam nüfusa oranı, 1519’da % 36.04, 1524’te %39.79, 1530’da 39.99, 1547’de 44.30 ve 1560’da ise % 48.87’dir.

Kâhta kazasına bağlı nahiyelerin içerisinde en yoğun Ermeni nüfusu Taş-İli’ndedir. Burada az miktarda Ermeni yaşarken, nahiyeye bağlı Venk-i Ermeniyân, Keferdeho-i Ermeniyân, Menzorrir-i Ermeniyân ve Tebesyas-ı Ermeniyân köylerinde tamamen Ermeni sâkindi.

XVI. yüzyıl boyunca Behisni (Besni), Hısn-ı Mansur, Gerger ve Kâhta kazalarında yaşayan Ermeni nüfusu ile bunların toplam nüfus içerisindeki oranları şöyledir: 1519’da 2403 (% 7.22), 1524’te 2672 ( % 7.82), 1530’da 2594 ( % 7.84), 1540’da 373 ( % 2.12), 1547’de 3544 ( % 6.6.10) ve 1560’da 3897 ( % 6.04). Bu sonuçlar, söz konusu dönemdeki nüfus değişiminin doğal seyrinde geliştiğini göstermektedir.

Adıyaman’daki nüfus hareketi, aynı şekilde şehrin esnaf ve zanaatkâr kesimi arasında da görülmektedir. Ancak, kaza merkezlerinde Ermeni esnafın toplam nüfusa oranla daha fazla olduğu gözlenmektedir. Bu durum Osmanlı coğrafyasının genelinde de böyledir. Adıyaman ve kazalarına bağlı yerleşim yerlerinde yıllara göre esnafın sayı ve oranına gelince, 1519 tarihinde 81 Müslim’e karşılık 22 Ermeni, 1524’te 36 Müslim’e karşılık 12 Ermeni esnafı vardı. 1530’da Ermeni esnafa rastlanmamaktadır. 1540 tarihinde 1 Müslüman ve 5 Ermeni esnafı bulunmaktadır. 1560’da ise 21 Müslümana karşılık 13 Ermeni esnafın varlığı tespit edilmektedir.

Kaynakça

Barkan, Ö. Lütfi (1953), “Tarih-i Demografik Araştırmaları ve Osmanlı Tarihi” TM.X, İstanbul, s. 11-12.

Barkan, Ö. Lütfi (1985), “ Osmanlı İmparatorluğu’nda Esnaf Cemiyetleri”, İFM, (Ord. Prof. Ömer Lütfi Barkan’a Armağan), 41/1-4, İstanbul, s. 39-46.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, BOA, TD, nr.71, s. 1-10, 30-98, 174-175, 275-278; TD, nr. 123, s.7-67, 117-139; TD, nr. 408, s. 289-568; TD, nr. 997, s.147- 379; TD, nr. 997, s. 122-379; TD, nr. 419, s. 343

Baykara, Tuncer (1984), Anadolunun Tarihi Coğrafyasına Giriş I, Ankara.

Çağlayan, Aziz (1967), Adıyaman Tarihi, Adıyaman.

Demirkent, Işın, “Sümeysat”, İA, İstanbul 1979, XI, 235.

Halaçoğlu, Yusuf, “Adıyaman”, TDVİA, I/377-379.

Memiş, Ekrem (1988), “M.Ö. 3. Binyılda Anadolu’da Türkler”, Türk Dünyası Araştırmaları, Sayı 53, İstanbul, s. 46.

Merçil, Erdoğan (1991), Müslüman Türk Devletleri Tarihi, Ankara.

Özkaya, Yücel (2008), 18. Yüzyılda Osmanlı Toplumu, İstanbul.

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Kuyûd-ı Kadîme Arşivi, TD, nr. 142, s. 142-143, 203-206, 266.

Taştemir, Mehmet (1999), XVI. Yüzyılda Adıyaman (Behisni, Hısn-ı Mansur, Gerger ve Kâhta) Sosyal ve İktisadi Tarihi, Ankara.

Taştemir, Mehmet, “Behisni”, TDVİA, 1992, V, 540-543.

Turan, Osman (1993), Selçuklular Tarihi ve Türk İslâm Medeniyeti, İstanbul.

Uzunçarşılı, İ. Hakkı (1984), Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara.

Yinanç, Refet, Elibüyük, Mesut (1988), Maraş Tahrir Defteri(1563), I, Ankara.

© 2024 - Marmara Üniversitesi