1909 Adana Ermeni Olayları

Olayların Nedenleri

Adana, Ermeniler için, dini, tarihi ve stratejik bir öneme sahipti. Eskiden Ermenilerin hüküm sürdüğünü iddia ettikleri Kilikya’yı diriltmek ve Ermeniliğin bir kısmını burada toplayarak Küçük Ermenistan’ı kurmak kutsal bir gaye, milli bir idealdi. Ermenilerin eskiden beri dini merkezlerinden biri olan Sis Katagikosluğu Adana vilayeti dahilinde bulunuyordu (Kodaman-Ünal, 1996, s. 71).

Ermenilerin en kuvvetli faaliyetleri bu bölge üzerinde olmuş (Uras, s. 550), Hınçak ve Truşak ve Taşnaksütyun Cemiyetleri vilâyetin her tarafında kulüpler açarak Ermenileri oralarda toplayarak bilinçlendirmişlerdir (BEO, 3621/271523).

Ermenilerin bir kısmı Adana’yı sahili olması, yabancıların çokça bulunması, ve diğer bazı sebeplerden dolayı Ermenilerin yaşadığı Doğu Anadolu vilayetlerine tercihen uygun bir kargaşa çıkarma yeri kabul ederek öteden beri bir çok tedbir almış, civar vilâyetlerden bir çok Ermeni’yi Adana’ya çağırarak iskân ile eskiden bir ailenin ikamet ettiği yerde, nüfusta kaydı olmayan 4-5 aile yerleştirmişlerdi (BEO, 3621/271523; Kodaman-Ünal, 1996, s. 72).

Adana Ermeni murahhası Muşeg Efendi, Cebel-i Bereket dahilindeki Hristiyan köylerini dolaşarak hükümet dairelerinde pek çok şeye müdahale etmiş ve ahaliyi türlü oyunlarla teşvik etmiş, bazı hükümet memurlarını yazılı olarak tahkir etmiş, selâhiyeti ve vazifesi dışında vilâyet dahilinde Ermeni bulunan yerleri dolaşarak vergi ve bedel-i askeri vermemeleri yolunda Hristiyan ahaliye telkinlerde bulunmuştu (BEO, 3621/271523).

Ermenilerin bir taraftan iskân hususuna diğer taraftan ise silah teminine çalışmaları o dereceye varmıştı ki, eski hükümet bile buna göz yumamayarak Adana sahilinde kaçakçılığa mani olmak için İskele Komisyonları kurmuştu. Silah tüccarları menfaat temin etmek için Ermenilerin İslamları ve karşılık olarak diğerlerini keseceklerini yaymışlar, bu da Mersin ve İskenderun’dan Meşrutiyetten sonra Adana’ya 12.800 tüfek ithal edilmesine sebep olmuştur (BEO, 3621/271523).

Adana’da ki yerel yönetimin zaaf ve güçsüzlüğü de meydana gelen olayların en önemli sebeplerindendir. Vali ve kumandanın iyi niyetli ve uysal olmaları, meydana gelen olayları iyi süzemeyip, gerekli tedbirleri alamamaları olayların dallanıp budaklanmasında önemli rol oynamıştır (BEO, 3621/271523).

Olayların Tafsilatı

9 Nisan 1909 Cuma günü, iki Müslüman gencinin bir Ermeni tarafından vurulması Adana’da Türkler ile Ermeniler arasında var olan gerginliği artırdı. Müslümanlar, hükümetten katilin Ermenilerden alınmasını isterken, Ermeniler de önceden bir Ermeniyi öldürmüş olan bir Müslümanın kendilerine teslimini istediler. Aksi takdirde katili vermeyeceklerini bildirdiler. Bunun üzerine hükümet katili yakalamak istediyse de başarılı olamadı (Kodaman-Ünal, 1996, s. 94). Ermenilerden birinin İmamzâde Nuri Efendi adında bir İslâm’ı öldürmesi üzerine 13 Nisan’da saat üç buçuk dört civarında Adana Vilâyeti’ni harabeye çeviren olaylar başlamıştır (BEO., 3621/271523) .

13 Nisan akşamı yine Ermenilerin bir kaç Müslümanı öldürdükleri şayiasının çıkması üzerine ortalık tekrar karışmış, bir Ermeninin cesedinin bulunması üzerine de çarpışmalar başlamıştır.

Adana merkezinde Çarşamba günü başlayan karşılıklı öldürmeler akşama kadar devam etdiği gibi ertesi Perşembe günü de devam etmiştir. Şehirde öldürme olaylarıyla birlikte yağma başlamış, yangın çıkmış ve Adana’nın beşte üçü ve kemiyet itibarıyla sekizde biri mahvolmuştur. 25 Nisan’da tekrar eden olaylar neticesinde Adana tamamen harab olmuştur (BEO., 3621/271523).

Olaylar, hükümetin yeterli miktarda askeri güce sahip olmayışı yüzünden kısa sürede çevre köy ve kasabalara da yayıldı. Adana Valisi Cevad Bey 13 Nisan 1909’da Hamidiye kazasında da karışıklıkların çıktığını, katliam ve yağmanın başladığını Sadaret’e bildirmiştir (BEO., 3536/265127).

Karışıklıklar Tarsus’a da sıçramış, şehirde yangın çıkmış, olaylar artarak devam etmiş, depodaki silah ve cephane ahali tarafından yağma edilmiştir (BEO., 3535/265119).

Adana, Cebel‑i Bereket, Dörtyol ve Erzin ahalisi tarafından gönderilen telgraflarda Ermenilerin ani bir şekilde Müslüman halka saldırdıkları, evleri ateşe verdikleri, Dörtyol’u kuşatarak 200’ü aşkın Müslüman’ı öldürdükleri, ahalinin mal, can ve ırzının tehlikede olduğu bildiriliyor ve acilen yardım talebinde bulunuluyordu (DH. MKT. PRK, 2829/124).

Nihayet, Adana vilayetinde başlayan olaylar birkaç gün sonra Zeytun’a da sıçramıştır (DH. MKT. PRK, 2828/8). 19 Nisan’da olayların Antakya’ya sıçradığı Halep Vilayeti’nden haber verilmiştir (DH. MKT. PRK, 2827/82).

Adana valiliğinden Sadaret’e gönderilen 20 Nisan tarihli bir telgrafnamede vilayet merkezindeki dört günden beri sükûn ve asayişin devam etmekte olduğu bildirilmiş, ayrıca karma nasihat heyetleri oluşturularak halka nasihatlarda bulunulduğu, Meşruti idarenin her sınıf‑ı ahalinin hukukunu muhafazaya muktedir olduğu beyânnâmelerle duyurulmuştur.

İçel ve Mersin’de olay yoktur. Mersin’e bağlı Tarsus kazasında çıkan olaylar da kontrol altına alınmıştır. Cebel‑i Bereket Sancağı’nın Dörtyol, Hassa, Osmaniye ve Bahçe kazalarıyla muhtelif karyelerinde olaylar devam etmektedir (BEO, 3538/265303).

Adana’da 25 Nisan akşamı saat on civarında, Ermenilerin ansısız karakolda bulunan askerler üzerine ateş açmaları sonucu asayiş yeniden bozulmuş, askerlerden üç kişi ölmüştür. Karışıklıklar gece boyu sürmüş, şehrin iki yerinde yangın çıkmış, ancak ertesi günü kontrol altına alınabilmiştir. Şehre bir gün sonra gelen birkaç nizamiye taburu şehre yerleştirilerek her türlü önlem alınmıştır (BEO, 3542/265639).

Adana’da bulunan İngiliz konsolosu şehirde gezerken Ermeni mahallelerini de görüp Ermenilerin durumlarını anlamak istemiş, yanında jandarma kumandanı ve birkaç süvari ve otuz nefer nizâmiye askeri bulunduğu halde, Ermeni mahallesinde yürürken Ermeniler tarafından yine askere ateş edilmiş, konsolos ateş etmemeleri konusunda Ermenileri uyarmak isterken kolundan vurulmuştur. Yarası ağır değildir. İngiliz konsolosu Ermenilerin askerleri vurmalarına, üzerine gaz yağı dökerek yakmalarına bizzat şahit olmuştur (BEO., 3536/265166).

Alınan Tedbirler

Harbiye Nezareti, olayların yayılmadan önlenmesi ve asayişin sağlanması için bölgedeki çeşitli askeri birliklerin Adana’ya sevki konusunda V. Ordu Kumandanlığı’na emir vermiştir (BEO., 3534/264992).

Olayları önlemek için Gelibolu ve II. Ordu bölgesinden Mersin’e acilen askeri birlikler gönderilmesine karar verilmiş, askerî birlikleri götürmek üzere Harbiye Nezareti tarafından vapurlar talep edilmiştir (BEO., 3535/265099).

Ayrıca Konya Redîf Livâsı’nın en yakın mevkilerden dört taburunun Adana’ya sevki için Harbiye Nezâreti’nden emir verilmiştir (BEO, 3535/265123).

Yine 20 Nisan’da olayların önlenmesine yönelik olarak Mersin sahillerine acilen bir kruvazör gönderilmesi ve içine bir bölük silahlı bahriye askeri konulması kararlaştırılmıştır (BEO, 3537/265237).

Vali Cevat Bey görevinden azledilmiş, yerine Burdur Mutasarrıfı Mustafa Zihni Paşa atanmıştır. Kumandan Ferik Remzi Paşa da görevinden uzaklaştırılmıştır.

Hükümet yetkilileri Adana’da din ve mezhep ayırımı gözetmeksizin halkın elindeki bütün silahları toplamaya başladı (Takvim-i Vekayi, No: 207, 11 Mayıs 1909). Önemli noktalara karakollar kuruldu. Bağ ve bahçeler arasında devriyeler gezdirmeye başlandı (Takvim-i Vekayi, No: 233, 5 Haziran 1909).

Yetkililer, Ermeni ve Müslümanlar arasındaki soğukluğu azaltmak için, tarafların eşraf ve sözü geçen büyüklerine gerekli uyarıları yapmış, cami ve ibadet yerlerinde halka öğütler vererek huzur ve güvenliğin sürekli devam etmesine çalışmıştı (Takvim-i Vekayi, No: 201, 5 Mayıs 1909).

Divan-ı Harp Heyetlerinin Teşkili ve Faaliyetleri

Adana Vilâyeti merkezinde ve bağlı bulunan yerlerde meydana gelen olaylara karışanlar hakkında gerekli araştırma ve soruşturmayı yapmak üzere Mayıs ayı başlarında bölgeye bir Divan‑ı Harb‑i Örfî Hey’eti’nin gönderilmesi kararlaştırılmıştır (DH. MKT, 2804/36).

Rumeli subaylarından meydana gelen (Tanin, No: 264, 28 Mayıs 1909) ve Mirliva Kenan Paşa başkanlığında bir Divan-ı Harp Heyeti teşkil edilerek hemen Adana’ya gönderildi ve vazifesine başladı (Tanin, No: 253, 17 Mayıs 1909). Kenan Paşa’dan başka, Miralay Ömer Naili Bey, Kaymakam Osman Bey, Kolağası Lütfi Bey, Kolağası Mustafa Süreyya Bey, Yüzbaşı Ahmed Ziya Bey, Yüzbaşı Refî‘i Bey’ler bulunuyordu.

Adana’da kurulan Divan-ı Harb-i Örfî’nin, olayların Maraş ve Antakya taraflarına yayılması ve olaylara karışanların sayısının artması üzerine yeterli olamayacağı anlaşılmış, bu yüzden olay çıkan kazalarda ayrı ayrı birer tah­kik heyeti ile birlikte ikinci bir Divan‑ı Harb daha kurulması gerektiği Dahiliye Nezareti tarafından Sadaret’e önerilmiştir (DH. MKT, 2826/53).

Bunun üzerine 2. Divan-ı Harp Heyeti de Cebel-i Bereket sancağına gönderildi. Bu heyetin başkanlığını da Eyüp Bey yapıyordu. (Mehmed Asaf, 2002, s. 15) Divan-ı Harblerin iş yükünün çok ağır olmasından dolayı daha sonra Başkanlığını Kurmay Albay Reşit Bey’in yaptığı üçüncü bir Divan-ı Harp Heyeti daha oluşturulmak zorunda kalınmıştır (Mehmed Asaf, 2002, s. 46).

Haziran ayı içerisinde yoğun bir şekilde çalışan Divan-ı Harpler birçok kişiyi yargılamışlardır. Divan‑ı Harb‑i Örfî olaylara karıştıkları tespit olunanları, suçlarıyla orantılı olarak çeşitli cezalara çarptırmıştır.

Adana’da cereyan eden olaylarda teşvikçi ve medhaldar oldukları Divan-ı Harb-i Örfi tahkikatı ile anlaşılan 9’u Müslüman, 6’sı gayr-ı müslim olmak üzere toplam 15 kişi idama ve 6 kişi de 15 sene müddetle küreğe konulmaya mahkum olmuşlardı (BEO, 3568/267534; BEO, 3568/267600). Diğerlerine ibret olmak üzere ve bu gibi olayların bir daha tekrarını önlemek maksadıyla idam hükmü icra edilmiş ve suçlular halka teşhir edilmek üzere şehrin muhtelif noktalarına asılmışlardı (Tanin, No: 270, 3 Haziran 1909).

Yine yapılan yargılama sonucu suçları sabit olan bir kısım şahsa da çeşitli sürelerde kürek ve pranga cezaları verilmiştir (DH. MKT, 2846/94).

Olaylarda Ölenlerin Sayısı

Olaylarda ölenlerin ve yaralananların sayısını öğrenmek kolay olmamıştır ve verilen rakamlar kesin değildir. Adana olaylarında ölenlerin sayısı hakkında pek çok spekülasyon olmuştur. Türklerin, Ermenilerin ve diğer yabancı kaynakların verdiği rakamlar birbirinden çok farklıdır (Salahi R. Sonyel, İngiliz Gizli Belgelerine Göre…, s. 38).

Adana Valisi Mustafa Zihni Paşa, Dahiliye Nezareti’ne gönderdiği 25 Nisan 1325 tarihli telgrafında olaylarda ölen ve yaralananlar hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir. Mustafa Zihni Paşa; toplam olarak Adana olayları esnasında Müslümanlardan 1.924 ölü ve 533 yaralı, gay­­ri­müslimlerden 1.455 ölü 382 yaralı olduğunu bildirmiş ve Adana’daki toplam Er­me­ni nüfusunun 48.477 olmasına nazaran, olaylar esnasında 20.000 veya 30.000 civarında Ermeni öldüğü iddialarının gerçek olamayacağını beyan etmiştir (DH. MKT, 2807/40).

Adana olaylarında ölen Müslüman ve Ermeni sayısı resmen açıklanmış olmasına rağmen, Ermeni komite ve gazeteleri içeride ve dışarıda kamuoyunu yanıltmak için ısrarla olaylarda 30.000 Ermeni öldüğünü ve sorumluların Müslümanlar olduğunu iddia etmişlerdir (DH. MKT, 2810/95).

Babikyan Efendi Servet-i Fünun No 917

Babikyan Efendi Servet-i Fünun No 917

Adana olaylarını tahkik için kurulan Tahkik Heyeti Azasından Edirne Mebusu Agop Babikyan Efendi, vilayetin her yerinde 20.008 kişi öldürüldüğünü, bunların 620’sinin müslim ve geri kalan 19400 kişinin gayr-ı müslim olduğunu ileri sürmüştür (Tasvir-i Efkar, No: 39, 8 Temmuz 1909). Tahkik Heyeti Azasından Faik Bey ise Adana ahalisinden İslam, Hıristiyan umum telefatın toplamı 6000 kadar olduğunu beyan ediyor, 20.000, 30.000 gibi iddia olunan miktarın kesinlikle doğru olmadığını söylüyordu (Yeni Tasvir-i Efkar, No: 43, 12 Temmuz 1909).

Aslında Adana olaylarında ölenlerin sayısının 20-30.000 lerde olması mümkün değildi. Çünkü Adana’da bulunan Ermeni nüfusu zaten 50.000 civarındaydı. 1906/7 nüfus sayımına göre Adana’da 50.300 Ermeni vardı. 1914 yılında yapılan nüfus sayımında da Adana’daki Ermenilerin nüfusu 52.650 idi (Ali Güler, Türkiye’de Gayri Müslimler, s. 192, 194). Dolayısıyla Adana olaylarında ölenlerin tam sayısı bilinmemekle beraber, öyle iddia edildiği gibi çok sayıda Ermeninin ölmediği de rahatlıkla söylenebilir.

Kaynakça

Asaf, Mehmet (2002), 1909 Adana Ermeni Olayları ve Anılarım,Yayına hazırlayan: İsmet Parmaksızoğlu, Ankara

BEO, 3535/265123

BEO, 3537/265237

BEO, 3538/265303

BEO, 3542/265639

BEO, 3568/267534

BEO, 3568/267600

BEO, 3621/271523

BEO., 3534/264992

BEO., 3535/265099

BEO., 3535/265119

BEO., 3536/265127

BEO., 3536/265166

  1. MKT, 2804/36
  2. MKT, 2807/40
  3. MKT, 2810/95
  4. MKT, 2826/53
  5. MKT, 2846/94
  6. MKT. PRK, 2827/82
  7. MKT. PRK, 2828/8
  8. MKT. PRK, 2829/124

Güler, Ali (1996), Türkiye’de Gayri Müslimler, Ankara.

Kodaman, Bayram, Ünal, Mehmet Ali (1996), Son Vak’anüvis Abdurrahman Şeref Efendi Tarihi, Ankara.

Sonyel, Salahi R. (1988), İngiliz Gizli Belgelerine Göre Adana’da Vuku Bulan Türk-Ermeni Olayları, Ankara.

Takvim-i Vekayi, No: 201, 5 Mayıs 1909

Takvim-i Vekayi, No: 207, 11 Mayıs 1909

Takvim-i Vekayi, No: 233, 5 Haziran 1909

Tanin, No: 253, 17 Mayıs 1909

Tanin, No: 264, 28 Mayıs 1909

Tanin, No: 270, 3 Haziran 1909

Tasvir-i Efkar, No: 39, 8 Temmuz 1909

Uras, Esat (1987), Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul

Yeni Tasvir-i Efkar, No: 43, 12 Temmuz 1909[:en]

Asaf, Mehmet (2002), 1909 Adana Ermeni Olayları ve Anılarım,Yayına hazırlayan: İsmet Parmaksızoğlu, Ankara

BEO, 3535/265123

BEO, 3537/265237

BEO, 3538/265303

BEO, 3542/265639

BEO, 3568/267534

BEO, 3568/267600

BEO, 3621/271523

BEO., 3534/264992

BEO., 3535/265099

BEO., 3535/265119

BEO., 3536/265127

BEO., 3536/265166

  1. MKT, 2804/36
  2. MKT, 2807/40
  3. MKT, 2810/95
  4. MKT, 2826/53
  5. MKT, 2846/94
  6. MKT. PRK, 2827/82
  7. MKT. PRK, 2828/8
  8. MKT. PRK, 2829/124

Güler, Ali (1996), Türkiye’de Gayri Müslimler, Ankara.

Kodaman, Bayram, Ünal, Mehmet Ali (1996), Son Vak’anüvis Abdurrahman Şeref Efendi Tarihi, Ankara.

Sonyel, Salahi R. (1988), İngiliz Gizli Belgelerine Göre Adana’da Vuku Bulan Türk-Ermeni Olayları, Ankara.

Takvim-i Vekayi, No: 201, 5 Mayıs 1909

Takvim-i Vekayi, No: 207, 11 Mayıs 1909

Takvim-i Vekayi, No: 233, 5 Haziran 1909

Tanin, No: 253, 17 Mayıs 1909

Tanin, No: 264, 28 Mayıs 1909

Tanin, No: 270, 3 Haziran 1909

Tasvir-i Efkar, No: 39, 8 Temmuz 1909

Uras, Esat (1987), Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul

Yeni Tasvir-i Efkar, No: 43, 12 Temmuz 1909

© 2024 - Marmara Üniversitesi